YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1053
KARAR NO : 2022/10099
KARAR TARİHİ : 13.09.2022
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kısmen kabulüne dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı tarafın itirazının kısmen kabulüne, uyuşmazlık hakem kararındaki vekalet ücretinin düzeltilmesine dair verilen kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili, 12/10/2017 tarihinde davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığı trafik kazasında %5 maluliyeti oluştuğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 5.100,00 TL kalıcı maluliyet taleplerinin yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesi ile talebini 46.107,59 TL ‘ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; başvurunun kısmen kabulü ile 46.107,59 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 05/04/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalının itirazının kısmen kabulü ile vekalet ücretinin düzeltilmesine dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazası sonucunda oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda 12/10/2017 tarihinde çift taraflı trafik kazası gerçekleştiği,yaya olan davacının yaralandığı dosya kapsamıyla sabittir. Olaya ilişkin olarak açılan Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/37216 soruşturma sayılı dosyasında Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253 üncü maddesi kapsamında uzlaştırmanın sağlandığı, bu sebeple Cumhuriyet Başsavcılığınca da uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
5271 sayılı CMK’nun 253/17. maddesinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. “CMK’nun 253/19. bendine göre ise “…Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin,
edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup, anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Bu yasal düzenleme ışığında da uzlaşma raporunun düzenlenmesi ve bu tutanakta tazminat hakkının saklı tutulmamış olması sebebiyle davacının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma raporu da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir. Tüm bu nedenlerle uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağından, açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.