Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2022/10014 E. 2022/17276 K. 19.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10014
KARAR NO : 2022/17276
KARAR TARİHİ : 19.12.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 10.03.2015 tarih, 2013/16376 Esas ve 2015/4094 Karar sayılı bozma ilamında; “davalı …’ın dava konusu taşınmaz için 73.000,00 TL konut kredisi çektiği ve bu kredi nedeni ile alacaklı banka lehine ipotek tesis edildiği, bilirkişinin gerçek değer olarak bu taşınmaz için 60.000,00 TL değer belirlediği, dava konusu bu taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark bulunmadığı gibi anılan davalının borçlunun durumunu ve ızrar kastını bildiği de ispat edilmediğinden bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Daha sonra ise, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 26.10.2020 tarih, 2018/5039 Esas ve 2020/6154 Karar sayılı karar düzeltme ilamında “davalı borçlu … tarafından davalı 3.kişi …’a devredilen taşınmazda tasarruf tarihinden sonra kimin ikamet ettiği konusunda yapılan kolluk araştırmasında tasarruf tarihi itibariyle davalı …’a devredilen taşınmazda davalı borçlu … değil, davalı 3.kişi …’un oğlu …’un ikamet ettiği anlaşıldığından, davalı 3. kişi … İİK’nun 280/1.maddesi kapsamında borçlunun mali durumunu ve alacaklıların ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olamayacağından ve yine nüfus kayıtlarının incelenmesinde davalı borçlu … Mersin İli, … nüfusuna kayıtlı olduğu, davalı 3.kişi …’in ise evlenmeden önce Karaman İli, … İlçesi, evlendikten sonra Mersin İli, Sağlık Mahallesi nüfusuna kayıtlı olduğu anlaşılmış olup, bu durumda davalı 3.kişi … de İİK’nun 280/1. maddesi kapsamında borçlunun mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olamayacağından; davanın davalı …’a ve davalı …’e devredilen taşınmazlar yönünden reddine karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davalı 3.kişi …’a devredilen taşınmazda tasarruf tarihinden sonra davalı 3.kişi …’un oğlu …’un ikamet ettiği, … ile …’in aynı köylü olmadığı, bu durumda davalı 4.kişi …’in de İİK’nun 280/1. maddesi kapsamında borçlunun mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olamayacağı, davalı …’ın dava konusu taşınmaz için 73.000,00 TL konut kredisi çektiği, bilirkişinin gerçek değer olarak bu taşınmaz için 60.000,00 TL değer belirlediği, dava konusu bu taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında 3.kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
Somut olayda bozma öncesinde tesis edilen kararda; davalı borçlu … tarafından davalı 3.kişi …’a, onun tarafından da davalı 4.kişi …’e devredilen Mersin ili …. ilçesi … Köyü 976 parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmaz yönünden, davanın kabulüne ve davacıya alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere bu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine ise, taşınmazı gerçek bedeli ile satış bedeli arasında fahiş fark olacak şekilde satın alması nedeni ile davalı …’ın temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, karar düzeltme taleplerinin de yine reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, tüm tasarruflar yönünden davanın reddine karar verilmiş olup, taşınmazın devredildiği davalı 4.kişi …’in İİK’nun 280/1. maddesi kapsamında borçlunun mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olamayacağı gerekçesiyle davanın reddi doğru ise de, İİK’nın 283/2. maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişi …’ın sözü edilen taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle(davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere) sorumlu tutulması yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.