YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9945
KARAR NO : 2023/494
KARAR TARİHİ : 17.01.2023
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Davalının istinaf başvurusunun kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatı ile)
Taraflar arasındaki destekten yoksun kalma sebebiyle tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının oğlu …’in 22.04.2012 tarihinde geçirdiği tek taraflı trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, müteveffanın geride bıraktığı mirasçıları ve aynı zamanda desteğinden yoksun kalanlar müvekkili annesi … ve babası … olduğunu, anne ve babası ile birlikte yaşayan müteveffa … vefatından önce kuaför olarak çalıştığını, tam ve kesin miktar belirlendiğinde arttırılmak ve fazlaya ilişkin hak ve taleplerimiz saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000 TL destekten yoksun kalm tazminatının davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 21.02.2018 tarihli dilekçesiyle tazminat istemini yasal faizi ile 251.873,57 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça ileri sürülen tüm iddiaların reddini talep ettiklerini, dava konusu tek taraflı trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsü …’in asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, yargılama aşamasında kazanın meydana gelmesine ilişkin kusur durumunun uzman bir bilirkişi aracılığı ile tespitinin yapılmasının gerektiğini, müvekkili şirket sigortalısı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesindeki kusur oranı dikkate alındığında, destekten yoksunluk zararı ile ilgili olarak müvekkil şirketin sorumluluğunun ancak sigortalının kusur oranı ile sınırlı olduğunu, kazadan önce kuaför olarak çalıştığı ileri sürülmüş olsa da aylık gelirine ilişkin müteveffanın gelir durum belgesi, davacı tarafa istemlerini kabul etmemekle birlikte, kaza ile birlikte müvekkili şirketin temerrüdü söz konusu olmadığından, davacı taraf dava dilekçesi istem bölümünde faiz başlangıç tarihi de belirtilmediğinden faizin ancak dava tarihinden yasal faiz uygulanabileceğini belirterek davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı iddialarının reddi ile müvekkil şirketin trafik sigorta poliçesi teminatı kapsamında sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “kazaya sebebiyet veren… plakalı otomobil plakalı araç sürücüsü ve davacının murisi olan müteveffa …’in meydana gelen kazada asli kusurlu bulunduğu, bilirkişi tarafından hesaplanan miktarın sigorta poliçesi kapsamında bulunduğu, davalı … sigorta limitleri ile sorumlu olduğu” gerekçesiyle davanı kabulü ile 251.873,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigortaya başvuru tarihi olan 10/08/2012’den 8 iş günü sonu olan 22/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı desteğinin vergi kayıtlarında belirtilen gelir beyanlarının çok düşük olduğunu, ancak mahkemece, hükme esas alınan hesap raporunda esnaf odasından gelen yazı esas alınarak desteğin gelirinin asgari ücretin 4.9981 katı alındığını, vefat edenin bayan kuaförü olması sebebiyle esnaf odasından gelir araştırması yapılmış ise de desteğin tek başına çalışması, işletmenin kar değil zarar ettiğini, bu halde gelirin fahiş miktarda benimsenerek tazminatın belirlendiğini, desteğin alkollü vaziyette kaza yaptığını ve olayda tam kusuru bulunduğunu, bu halde davacı lehine tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, davacı murisinin tek taraflı trafik kazası sonucu öldüğünden, eldeki davada ceza zamanaşımı süresinin uygulanamayacağını, bu durumda ıslahın yapıldığı tarih itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğundan ıslah edilen miktarı üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, oava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde de faiz ile ilgili talebin olmadığını, ancak mahkemece sigortaya başvuru tarihinden faize hükmedildiğini, ileri sürerek istinaf yoluna başvurulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, “destekten Yoksun Kalma Tazminatı, ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 109’uncu maddesinde motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazmini için kaza günden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüş, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, davanın cezayı gerektiren bir eylemden kaynaklanması durumunda Ceza Kanunu’nun öngördüğü ceza zamanaşımının uygulanacağı hükme bağlandığını, tazminat hesabının doğru yapıldığını, faiz başlangıcına ilişkin olarak, hem dava hem de ıslah dilekçesinde talep edilen tazminatlar için sigorta şirketine başvuru tarihinden (10/08/2012) yasal faiz işletilmesinin istenildiğini belirterek davalı vekilinin bir kısım istinaf taleplerinin reddine, desteğin gelirinin asgari ücretin 4,9918 katı alınmasının hatalı olduğuna ilişkin istinaf talebi yönünden, dava dilekçesinde desteğin bayan kuaförü olarak çalışıp gelir elde ettiği iddia edildiği, mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda, esnaf ve sanatkarlar odasının cevabi yazısı gereği desteğin gelirinin 3.500,00 TL olduğunun kabul edildiği ve bu gelire göre hesaplama yapıldığı, ancak bayan kuaförünün aylık 2.000,00 TL ile 5.000,00 TL arasında aylık net kazanç sağlayacağı ve davacı desteğinin işe başlama tarihinden 9 ay sonra vefat ettiği, yapılan işin mahiyet ve hacmi dikkate alındığında taban ve tavan kazanç miktarları ortalamasının rapora esas alınması kazanç araştırması ilkelerine uygun olmadığı, desteğin gelirini 200 TL olarak kabul edilerek resen yapılan hesaplama sonucu hüküm kurulduğu” gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca aşağıda gösterilen şekilde yeniden oluşturulmasına, davanın kısmen kabulüne, 143.766,70 TL destekten yoksunluk tazminatının 22/08/2012 sigortanın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline ve davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; yargılama sırasında davalı tarafça fahiş olduğu iddia edilen bilirkişi raporunun davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça HMK da belirlenen kesin süre içinde hiçbir itirazda bulunulmadığından 31/05/2017 tarihli ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun kendileri lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği, dosyada dinlenen tanıklar, yapılan ekonomik sosyal durum araştırmaları neticesinde müteveffanın bay/bayan kuaförü olarak iş yeri işlettiği, yanında 3-4 kişi çalıştığı, iş yerinin çok sayıda otel ve turistin bulunduğu Alara Grand Bazaar isimli iş merkezinde bulunduğu, tek bir işlemden dahi 1000-2000-TL arası ücret alındığı tartışmasız biçimde ortaya konulduğunu, Alanya Esnaf ve Sanaatkarlar odasından gelen yazı cevabında belirtilen rakam dahi az olmakla birlikte gerçek duruma daha yakın olduğunu, 2012 şartlarına göre personel gideri ve kira gibi giderler düşüldüğünde kalacak net kazanç minimum 10.000-TL ile15.000-TL arasında olacağı, gerçek zararın tespit edilmesi, gerektiğinde kolluk araştırması yapışması ve tanık dinlenmesi gerektiği, Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğu belirtilmesine rağmen aksi yönde kolluk ve emsal ücret araştırmasında belirlenen en düşük değer üzerinden hesaplama yapılması usul ve yasaya aykırı ve çelişkili olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu trafik kazası tarihi 22.04.2012 gerçekleştiğini, davanın ise 22.04.2013 tarihinde açıldığını, herhangi bir ceza davası olmadığından suç kabul edilecek bir husus olmadığını, olayda uzamış zaman aşımı uygulanmasının mümkün olmadığını 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olduğunu, jaza tarihinde destek vefat eden kuaför olarak çalışmakta olup 2011 ve 2012 tarihinde gelir belgelerine göre geliri düşük görülmekte 2012 yılında müteveffa geliri 490.55 TL kar olarak belirtilirken 2011 yılında ise 842,78 TL zarar olarak vergilendirilmiş, desteğin zarar ettiği açıkken Alanya Esnaf ve Sanatkarlar Odasının bildirdiği gelirin asgari 2000 TL kabul edilerek hesaplama yapılması sigortanın temel ilkelerine aykırı olduğunu, kazanın tek taraflı kaza olduğunu desteğin 226,3 mg/dl etanol alkollü ve tamamen kusurlu olmasına rağmen müterafik kusur indirimi yapılmamasının … Genel Şartlarına aykırılık teşkil ettiğini, faiz başlangıç tarihi müvekkil şirkete başvuru tarihi olan 10.08.2012’den 8 iş günü sonrası olan 22.08.2012 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmişse de dava dilekçesinde davacı tarafından işlemiş faiz talebi bulunmadığı ileri sürülmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı … tarafından karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası (…) poliçesi ile teminat altına alınan, desteğin sürücüsü olduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin desteğinden yoksun kalanların açtığı destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85, 89, 90, 91 ve 92 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53 üncü maddesi, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesi Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli ve 2019/40-2020/40 sayılı kararı.
3. Değerlendirme:
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olup, bu zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmamasına, temerrüt tarihinin doğru tespit edilmesine, gelirin meslek odasından sorulduktan sonra belirlenmesine göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davacı ve davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine Gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.