Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/9844 E. 2022/16020 K. 01.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9844
KARAR NO : 2022/16020
KARAR TARİHİ : 01.12.2022

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı, davacılar vekili ile davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı …Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 22/08/2013 tarihinde davalıların sürücüsü, maliki, zorunlu trafik sigortacısı olduğu çekici ile müvekkillerinin desteği …’in yolcusu olduğu motosikletle karıştığı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı anne …’in 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … için dava tarihinden, diğer davalılar için kaza tarihi olan 22/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 150.000,00 TL, … ve … için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 350.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ….. haricindeki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı … maddi tazminat talebini 114.838,67 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin ilamında, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile; davacı … için 114.838,67 TL destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın davalılar … ve . …. . İhracaat Tic. ve San. A.Ş. yönünden kaza tarihi olan 22/08/2013’ten, davalı ….. yönünden ise dava tarihi olan 29/03/2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı …..’nin sorumluluğunun sigorta poliçesi limiti ile sınırlı sorumlu olması koşulu ile ismi geçen tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL ve davacı … . için de 5.000,00 TL miktarlarındaki manevi tazminatların kaza tarihi olan 22/08/2013’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … İhracaat Tic. ve San. A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak ismi geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine, karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili ile davalı ….. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı ….. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ile davalı ….. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacılar vekili ile davalı …. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK’nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı ….. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine; aşağıda dökümü yazılı 26,30 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına ve aşağıda dökümü yazılı 5.883,47 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 01/12/2022 tarihinde başkan … ile üye …’nin karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nın 56. maddesindeki (818 sayılı BK’nın 47. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında davacılara takdir olunan manevi tazminatların az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın davacılar lehine bozulması gerektiği görüşünde olup sayın çoğunluğa katılmıyoruz.