YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9607
KARAR NO : 2021/2444
KARAR TARİHİ : 07.06.2021
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Davacı … vekili Av. … tarafından, davalı …Ş aleyhine 25.05.2016 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.06.2018 günlü kararın istinaf incelemesinde; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair verilen 04.06.2020 günlü Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi kararının Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı …Ş. tarafından Zorunlu Mali mesuliyet Sigortası ile Sigortalı … plaka sayılı aracın 17/07/2015 tarihinde seyir halinde iken yol kenarında park halinde bulunan … plaka sayılı araca çarpması sonucu, … plaka sayılı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yararlanarak malul kaldığını, kazanın meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsünden asli ve tam kusurlu olduğunu, dava açılmadan evvel davalı … şirketine başvurulmuş ise de bir sonuç alınamadığını belirterek uğranılan maddi ve manevi zararların davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; … plaka sayılı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, alkollü kişinin aracına binilmesinin müterafik kusur nedeni olduğunu, hatır taşıması nedeniyle de zarardan indirim yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, olayda hatır taşıması bulunduğundan hesap edilen tazminattan TBK nun 52. maddesi gereğince hesaplanan zarardan takdiren %20 indirim yapılarak belirlenen maddi tazminatın poliçe limiti ile sınırlı olacak şekilde davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacının alkollü sürücünün arabasına binmesinden dolayı kusurlu ise de, kusur raporunda bu sebepten dolayı davacıya kusur izafe edildiğinden ve bu kusura göre tazminat hesabı yapıldığından alkol nedeni ile yeniden bir kusur indirimi yapılmasına yer olmadığına, karar verilmiştir. Taraflarca istinafa başvurulması üzerine de bölge adliye
mahkemesince; ilk mahkemesince hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu kusur raporunda davacının emniyet kemeri takmaması ve alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına binmesi kazanın meydana gelmesinde etkili kusur olmayıp davacının emniyet kemeri takmaksızın araçta yolculuk etmesi ve alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına binmesinin zararın artmasına neden olan müterafik kusur olarak kabul edilmesi ve dosya kapsamına göre davacının araç sürücünün arkadaşı olması ve birlikte alkol aldıktan sonra dönüş yolunda kazanın meydana gelmesi nedeniyle araçta hatır için taşındığı kabul edilerek Yargıtay uygulamalarına göre aktüerya raporu ile belirlenen geçici ve sürekli işgöremezlik zararından davacının müterafik kusuru nedeniyle %20 oranında, hatır için taşınması nedeniyle %20 oranında indirim yapılarak tazminatın belirlemesi gerekirken müterafik kusur nedeniyle %25 indirim yapılması doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına, bölge adliye mahkemesince belirlenen indirim oranlarının doğru olarak tespit edilmesine göre, davalı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK’nun 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 7.436,43 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 07/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.