Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/9520 E. 2022/5169 K. 17.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9520
KARAR NO : 2022/5169
KARAR TARİHİ : 17.03.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 08/10/2019 tarih, 2019/İHK-11364 sayılı davalı tarafın itirazının reddine dair kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin çift taraflı trafik kazası neticesinde yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.025,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 25,00 TL geçici iş göremezlik tazminatını temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, talep arttırım dilekçesi ile talebini 49.646,38 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, başvurunun kısmen kabulüne karar verilerek 49.646,38 TL’nin 25/02/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş, karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya içerisinde bulunan başvuran vekili tarafından davalı … şirketine yapılan başvuru dilekçesinde ve tahkim başvuru dilekçesinde davacının geliri konusunda bilgi verilmemiştir. Dosya içinde mevcut polis ifade tutanağında ise davacının ev hanımı olduğu belirtilmiştir.
Hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda ise; davacı sürekli iş göremezlik zararı aktif ve pasif çalışma devresi belirlenerek, aktif çalışma devresi zararınında AGİ’li net asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığı görülmektedir.
Söz konusu zararın hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı ev hanımı olan kişiler yönünden dolayı uğranılan zararın hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır.
Buna göre, davacı …’ın ev hanımı olup olmadığı araştırılarak ev hanımı olması durumunda aktif dönem zararının AGİ’siz net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar vermesi doğru görülmemiştir.
3- Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde,zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzük’ü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki dosyada; kaza sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan 20/12/2018 tarihli Çorlu Devlet Hastanesi raporunun davacının kazadan kaynaklı maluliyet oranının %8 olduğu rapor edilmiş ancak oluşan maluliyetin hangi yönetmelik kapsamına göre tespit edildiği belirtilmemiştir. İşbu rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
O halde İtiraz Hakem Heyetince; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek, davacıya ait 20/12/2018 tarihli Çorlu Devlet Hastanesi raporu da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından rapor alınıp, sonucuna göre,temyiz eden davalı lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4- Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kısmen kabulüne ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına toplam 5.811,10 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 maddesi ve 19/01/2016 tarihli, 29598 Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16. maddesinin 13. fıkrası uyarınca, tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
İtiraz Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.