Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/9467 E. 2022/3712 K. 01.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9467
KARAR NO : 2022/3712
KARAR TARİHİ : 01.03.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki maddi tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından başvurunun kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucunda davacının yaralandığını ve %10 oranında malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL maluliyet tazminatının ve 354,00 TL rapor ücretinin, toplam 15.354,00 TL tazminatın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini 71.117,78 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 71.117,78 TL tazminatın 15/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara taraf vekillerinin yaptığı itirazın reddine dair İtiraz Hakem Heyeti kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle işgücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında,
Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla; tazminat hesaplamasında, TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı …’nin hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve İHH tarafından da karara esas kabul edilen aktüer raporunda; 01/06/2015 tarihli … Genel Şartları dahilinde, TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre ve %1,8 teknik faiz uygulanarak tazminat hesabı yapılmıştır. Tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni … Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan yapılması gereklidir ki, İHH tarafından esas alınan rapor bu yönüyle yeterli bir rapor değildir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı … için, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi, %1,8 teknik faiz uygulanmadan işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla tazminatın hesaplanmasının gerektiği dikkate alınmak suretiyle, bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.