Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/9056 E. 2022/3411 K. 25.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9056
KARAR NO : 2022/3411
KARAR TARİHİ : 25.02.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 29/04/2020 tarih ve 2020/İHK-7349 sayılı kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı sigorta şirketinin trafik sigortacısı olduğu araö sürücüsünün kusuru nedeniyle gerçekleşen trafik kazasında karş ıaraç sürücüsü olan davacının yaralandığını, iş gücü kaybına uğradığını belirterek bedel artırım dilekçesiyle birlikte 139.709,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile rapor ücretinin davalıdan tahsilin talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma,toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; başvurunun kısmen kabulü ile 67.060,32 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 16/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından itiraz yoluna başvurulması üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, davalı vekilinin itirazının kabulü ile sunulan maluliyet raporunun yürürlükteki yönetmeliğe uygun düzenlenmediği gerekçesiyle başvurunun dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklı sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve HMK’nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK’nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi ya da üniversitelerin adli tıp bölüm başkanlıklarının, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’ine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’ine, 01/06/2015 tarihinden sonra Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’ine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, kaza tarihi 07/07/2018 tarihi olup, davacının başvuru yaparken dosyaya sunduğu İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Ana Bilimdalı Başkanlığı’nın 12/07/2019 tarihli raporu Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik esas alınarak ve yapılan muayene neticesinde davacıda %22,3 oranında maluliyetin oluştuğu tespit edilmiş olup Uyuşmazlık Hakem Heyetince de söz konusu rapor doğrultusunda müterafik kusur indirimi ile davacının talebi kabul edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetice, söz konusu maluliyet raporu Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelikte belirlenen forma uygun düzenlenmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Ancak İtiraz Hakem Heyetince yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda, yukarıda belirtilen hukuki düzenlemeler ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30/23 maddesinde kanunda hüküm bulunmayan hallerde HUMK hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanacağı HMK’nın 431. maddesinde hakem heyetinin bilirkişi seçimine karar verebileceği düzenlenmiş olmasına göre, İtiraz Hakem Heyetince, davacının tüm tedavi evraklarının dosyaya temini ve kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe uygun olacak şekilde maluliyet oranının belirlenmesi için yeniden rapor alınması akabinde aktüer bilirkişiden rapor alınarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.