Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/8303 E. 2022/3441 K. 28.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8303
KARAR NO : 2022/3441
KARAR TARİHİ : 28.02.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kısmen kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacılar vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı kaza sonucunda bu araçta yolcu olarak bulunan davacıların oğlu … öldüğünü belirterek, şimdilik 200,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 27/07/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam taleplerini 141.726,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini de belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kısmen kabulü ile davacı … için 70.363,20 TL. ve … için 43.017,60 TL. destekten yoksun kalma tazminatının 03/04/2017 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, davacılar desteğinin, davalıya sigortalı aracın yaptığı tek taraflı kazada öldüğünün, Karapınar C. Başsavcılığı nezdinde yürütülen soruşturma kapsamında net biçimde saptandığı da dikkate alındığında, davalı sigortacının zarardan sorumlu olduğuna ilişkin kabulde usulsüzlük görülmemesine göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda, öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede, destek ile destek olunan kimse
arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin, baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Hakem Heyeti tarafından karara esas alınan 19/07/2018 tarihli aktüer raporunda; davacılar desteğinin 20 yaşında ve bekar olarak öldüğü kabul edilmek suretiyle ve desteğin ileride yapması muhtemel evlilik ile çocuk sahibi olma ihtimaline göre davacıların destek payları belirlenip, tazminat hesabının yapıldığı görülmektedir. Oysa; dosyada yer alan, Suriye Arap Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenmiş ve Konya 9. Noterliği tarafından tercümeli 20/06/2017 tarihli veraset ilamında, desteğin eşi ve 2 çocuğunun da davacı anne babayla birlikte mirasçı olarak yer aldığı görülmektedir. Somut gerçekliğin bulunduğu durumda, varsayımlara göre hesaplama yapılamayacağı gözetilmelidir.
Açıklanan nedenlerle; dosyadaki veraset ilamı dikkate alınıp, desteğin eş ve çocuklarının nüfus kayıt bilgilerinin temin edilmesi; daha sonra, davacılar desteğinin evli ve 2 çocuklu olarak öldüğü dikkate alınmak suretiyle, davacı anne babaya ayıracağı destek paylarının belirlenmesiyle (destek ve eşe ikişer pay, davacılar ile çocuklara birer pay ayrılması esaslı olacak biçimde) tazminat hesabının yapılması için, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı destek paylarına göre hesabın yapıldığı aktüer raporu esas alınarak fazla tazminata karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği, davacılar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.