YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/767
KARAR NO : 2021/2514
KARAR TARİHİ : 07.06.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraflar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30/01/2017 tarihli 2014/19667 esas ve 2017/730 karar sayılı bozma ilamında “mahkemece davacının yaralanması nedeniyle oluşan maluliyet oranının tespiti bakımından herhangi bir araştırma yapılmadığı, davacı tarafından haricen alınan rapora itibar edildiği, ancak bu raporda maluliyet oranının tespitine ilişkin ölçütlerin yer almadığı, davacının maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarından, davacıda bulunan şikayetler de dikkate alınmak suretiyle oluşturulacak uzman heyetten alınacak rapor ile belirlenmesi gerektiği, davalının trafik sigortacısı olan Işık Sigorta tarafından davacıya ödenen bedelin tazminatın denkleştirilmesi prensibi gereğince ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faizi hesaplanarak güncellenmiş miktarın tazminat hesabından mahsup edilmesi gerektiği” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda maddi tazminat davasının kabulüne, 5.000 TL’nin olay tarihi olan 05/10/2007 tarihinden, 20.733,26 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan tahsiline, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 3.000 TL’nin olay tarihi olan 05/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece maddi tazminata ilişkin hüküm fıkrasından, ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihi olan 05/05/2014 tarihinden itibaren faize hükmedildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu hususun hükümde açıkça yazılmaması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması
gerekir ise de anılan yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “05/05/2014 tarihinden itibaren” ibarelerinden sonra gelmek üzere “işleyecek yasal faizi ile birlikte” ibarelerinin eklenmesine, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.472,31 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.