YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7361
KARAR NO : 2021/11034
KARAR TARİHİ : 27.12.2021
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacının yolcu olarak bulunduğu ticari taksiye çarpmasıyla oluşan kaza sonucunda davacının yaralanıp % 19 oranında malul kaldığını, davalı tarafından yapılan 23.447,00 TL’lik ödemenin zararı karşılamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL bakiye sürekli işgücü kaybı tazminatının kaza tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 23/05/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini 115.493,32 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafla sağlanan mutabakat gereği % 5 maluliyet oranı üzerinden 23.447,00 TL tazminatı ödediklerini ve sorumluluklarının son bulduğunu, maluliyet oranını kabul etmediklerini, tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 115.493,32 TL bakiye sürekli işgücü kaybı tazminatının 30/07/2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının kabulü ile UHH kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulüne ve 87.391,15 TL bakiye sürekli işgücü kaybı tazminatının 30/07/2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranını, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik ile ekindeki cetvellere uygun biçimde belirleyen 07/05/2018 tarihli uzman doktor heyeti raporunun karara esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemesine; UHH kararına karşı yapılan itiraz başvurusuna konu edilmeyen yönlere (ıslah edilen bölüm için temerrüt faizi) ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyecek olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı taraf, davacının istiap haddini aşar biçimde yolcu taşıyan araca binerek, emniyet kemeri de takmayıp zararın doğmasına veye artmasına neden olduğunu, müterafik kusurlu sayılması gerektiğini savunmuş; İtiraz Hakem Heyeti tarafından, 4 yolcu taşıyabilecek olan araca 7 yolcunun bindiği, fazla yolcular için emniyet kemeri imkanının olmadığı ve davacının müterafik kusurlu sayılması gerektiği gerekçesiyle, tazminattan % 20 oranında indirim yaparak karar vermiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur, Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılması da gerekebilecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinde “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur… kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” düzenlemesi yapılmıştır.
Koruyucu tertibatlar bakımından yollama yapılan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 150/2-b maddesinde “M1 sınıfı otomobillerin… bütün koltuklarında bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan emniyet kemerinin bulundurulması ve kullanılması zorunludur” düzenlemesine ve aynı yönetmeliğin 150/3. maddesinde “bu Yönetmelik hükümlerine göre 1995 yılı itibariyle ülkemizde imali yapılan veya yurt dışından ithaline izin verilen M1 sınıfı araçların arka koltuklarında emniyet kemeri bulundurulması ve kullanılması mecburidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; davacının, kaza sonucu kalçasında oluşan kırık nedeniyle işgücü kaybına uğradığı uzman doktor heyeti tarafından düzenlenen raporla tespit edilmiştir. Davacının yolcu olarak bulunduğu ticari takside istiap haddinin aşıldığına ilişkin kaza tespit tutanağında yapılmış bir belirleme olmadığı gibi, aracın yolcu kapasitesini gösteren araç ruhsat örneği de dosyada bulunmamaktadır. Diğer yandan; davacı, aracın arka koltuğunda oturduğunu beyan etmiş olup, kaza tespit tutanağında emniyet kemerinin takılıp takılmadığı konusunda da bir belirleme yapılmamıştır. Davacı vekilinin, davacının yolcu olarak bulunduğu aracın 7 yolcu taşıma kapasiteli olduğu ve istiap haddi aşımının bulunmadığı iddiası da dikkate alındığında, bu hususun netleştirilmesi gerektiği açık olup, İHH tarafından araç ruhsat örneği ve aracın taşıma kapasitesi araştırılmadan, ticari taksi ifadesinden hareketle taşıma kapasitesinin 4 yolcu olarak kabul edilip karar verilmesi, eksik inceleme niteliğindedir.
Açıklanan nedenlerle; davacının yolcu olduğu ticari araca ilişkin ruhsat örneğinin ve olaya ilişkin ceza soruşturma (dava) dosyasının getirtilip incelenmesi; istiap haddinin aşılıp aşılmadığının ve emniyet kemerinin takılıp takılmadığının tespit edilmesi; istiap aşımı olduğu ve/ veya kemerin takılı olmadığı tespit edildiği takdirde, bu durumlarla davacının kazadaki yaralanma şekli arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda, uzman doktor bilirkişi heyetinden rapor alınmasıyla oluşacak sonuca göre müterafik kusur indirimi konusunda karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren … Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE;
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine, 27/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.