Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/7069 E. 2021/11345 K. 29.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7069
KARAR NO : 2021/11345
KARAR TARİHİ : 29.12.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki cismani zarardan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen 13/03/2019 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; 09.07.2017 tarihinde davacının yolcu olduğu davalıya sigortalı aracın karıştığı kazada davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL maddi tazminatının temerrüt tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, dava değerini 51.502,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davanın kabulü ile 51.502,00 TL tazminatın 12.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak başvurana ödenmesine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyet kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan maluliyet oranının, uzman bilirkişi heyeti tarafından kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat hükümlerine uygun biçimde belirlenmiş ve bu raporun hesaplamaya esas alınmış olmasında bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, sürekli işgücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinde “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur… kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” düzenlemesi yapılmıştır.
Somut olayda, kaza günü yolcu olan davacının araçta ön koltukta seyir halindeyken meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığı sabittir. Trafik kazası tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının belirsiz olduğu, yaralanmasının omuz bölgesinde oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davalı taraf, davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu savunmuştur. İtiraz Hakem Heyetince, emniyet kemerinin takılı olmadığının davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti’nce; KTK’nun 78. maddesi ve Karayollari Trafik Yönetmeliği’nin anılan hükümleri gereği kullanılması gereken emniyet kemerinin takılması halinde de, kaza nedeniyle oluşan maluliyetin oluşup oluşmayacağı ve emniyet kemeri takılmayışı ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden rapor alınması; koruyucu ekipmanın takılmayışının maluliyetle illiyeti bulunduğunun saptanması halinde, BK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3- Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinde “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 29/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.