Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/6329 E. 2021/9224 K. 25.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6329
KARAR NO : 2021/9224
KARAR TARİHİ : 25.11.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı taraflar vekillerince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 20/06/2018 tarih ve 2018//İHK-5083 sayılı tarafların itirazlarının ayrı ayrı reddine dair verilen kararının süresi içinde taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
-K A R A R-
Davacılar vekili, 22/07/2017 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği …’nin vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde trafik sigortasız karşı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsilini talep etmiş, davacılar vekili dava değerini 113.477,63 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kısmen kabulü ile davacı anne … yönünden 55.465,19 TL, davacı baba Yavuz yönünden 43.315,38 TL destekten yoksun kalma tazminatının 27/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, desteğin kardeşleri davacılar … ve …’nin destekten yoksun kalma tazminatının reddine karar verilmiş, taraflar vekillerinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince; itirazların reddine karar verilmiş; karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak tazminat isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda…’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi … Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, … Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.

Eldeki davada; davacının yaralanmasından kaynaklanan maddi tazminatının hesaplanmasında TRH 2010 ve 1.8 teknik faizin uygulanması şeklinde hesap yapılmış ve rapora istinaden de hüküm tesis edilmiştir.
Hükme esas alınan tazminat hesaplamasında, yeni … ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni … Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1.8 teknik faiz uygulanmadan yapılması gereklidir ki, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından esas alınan rapor bu yönüyle yeterli bir rapor değildir. Bununla birlikte davacı PMF 1931 yaşam tablosu ve progresiv rant ile hesaplamanın yapılmasını talep etmiştir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacılar için, her ne kadar kaza tarihi itibariyle TRH 2010 Tablosu’na göre hesaplama yapılması gerekirse de davacının talebi dikkate alınarak PMF 1931 progresiv rant usulüne göre daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına “(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraflar vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti Kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalıya geri verilmesine, 25/11/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.