Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/5805 E. 2021/7001 K. 18.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5805
KARAR NO : 2021/7001
KARAR TARİHİ : 18.10.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 29/08/2018 tarih ve 2018/İHK-7198 sayılı itirazın reddine dair verilen kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan …plakalı aracın sürücüsünün, karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarptığını, meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında talebini 234.955,21 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kısmen kabulü ile 150.247,17 TL’nin 23/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince, davalının itirazının reddine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki dosyada; kaza sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan …. Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 24/10/2017 tarihli raporun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamına göre hazırlandığı ve davacının kazadan kaynaklı sürekli maluliyet oranının %38,4 olduğu rapor edilmiştir. İşbu rapor kaza tarihi itibariyle yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre hazırlanmış olup hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
O halde İtiraz Hakem Heyetince; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek davacıya ait … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen maluliyet raporu da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
b) Somut olayda, davacı vekili müvekkilinin …’de çalıştığını beyan ederek maaş bordrosu olduğu belirtilen bir kısım belgeler sunmuştur. Sunulan belgelerde davacıya en son 2016 yılının Ağustos ayında 497,40 İngiliz Sterlini ödeme yapıldığı görülmektedir. İtiraz Hakem Heyetince hükme esas alınan aktüer raporunda da davacı vekili tarafından sunulan ve maaş bordrosu olduğu belirtilen belgelerde yer alan ödeme miktarı hesap tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmiş ve bu miktar üzerinden davacının maluliyet zararı hesaplanmıştır. Ancak davacı vekili tarafından sunulan ve maaş bordrosu olduğu bildirilen belgelerin yeminli tercümesi dosyada yer almadığı gibi belgelerin apostili de bulunmamaktadır. Davalı vekili ise dosyaya sunulan bu belgelerin işsizlik ödeneği olabileceğini iddia etmektedir. Buna göre davacının iddiası ile fotokopi şeklindeki apostili bulunmayan belgeler esas alınarak davacının gelirinin belirlenmesi ve bu gelir üzerinden sürekli iş göremezlik zararının hesaplanması doğru değildir.
Şu durumda, davacının tazminata esas gerçek gelirinin tespiti amacıyla davacı tarafça gelire ilişkin sunulan belgenin apostilli ve tam örneğinin sunulması için davacı tarafa süre verilmesi ve davacının yurt dışında çalışarak elde ettiği gelirinin kabul edilebilir delillerle ispatı hâlinde çalıştığı sürede göz önüne alınarak asgari ücretin üzerinde gelirinin olduğu kabul edilerek zararın belirlenmesi aksi hâlde kamu düzenine ilişkin olan asgari ücret üzerinden hesaplama yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Kararın açıklanan nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen İtiraz Hakem Heyeti kararının yukarıda (2/a-b) bentlerinde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden dava1ıya geri verilmesine 18/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.