Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/5732 E. 2021/9373 K. 30.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5732
KARAR NO : 2021/9373
KARAR TARİHİ : 30.11.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 06/09/2018 tarih 2018/İHK-7380 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 08/04/2012 tarihinde zorunlu trafik sigortası olmayan …plakalı motosiklette müvekkilinin yolcu konumunda olduğunu, motosikletin karıştığı çift taraflı trafik kazasında yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı ile geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulüne, 74.411,13 TL nin 14.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince; itirazın reddine karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyet kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54’te özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı … kaza tarihinde 18 yaşından küçük olup, davacının gelir getiren bir işte çalışmadığı, dolayısıyla bu müddet boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı açıktır. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda ise, kaza tarihinde 18 yaşından küçük olan ve geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyecek olan davacı hakkında geçici iş göremezlik tazminatı
../…

hesaplanmış olup Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından da geçici iş göremezlik tazminatını da kapsar şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
3- HMK’nın 26. maddesi uyarınca hâkim, tarafların talep ve sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Dosyanın incelenmesinde, davacı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru dilekçesindeki talebinin bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı ile geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu, davacı başvuranın geçici bakıcı gideri tazminat talebinin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle geçici bakıcı giderinin talep aşılmak suretiyle hüküm altına alınması isabetli olmamış, bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
4- Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Dosyadaki belge ve bilgilerden, davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücüsünün ehliyetsiz olduğu anlaşılmakta, ancak, kask ve diğer koruyucu tedbirleri alarak seyahat edip etmediği anlaşılamamaktadır.
Şu halde, hakem heyetince, davacının ehliyetsiz motosiklet sürücüsünün arkasında gereken koruyucu tedbirleri almadan yolculuk edip etmediği hususunun netleştirilmesi ve buna göre müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağının tartışılması, müterafik kusur indirimi yapılması kanaati oluşursa yerleşik içtihatlarımıza göre yukarıdaki yasal düzenleme kapsamında TBK md. 52 uyarınca tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yazılı şekilde araştırma yapmadan hüküm tesis edilmesi doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
5- Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nın 43. (6098 sayılı TBK’nın 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir.

İtiraz Hakem Heyetince dosyada hatır taşımasının mevcudiyetini gösterir bilgi ya da belgeye rastlanmadığı gerekçesiyle hatır taşıması bulunmadığı yönünde hatalı şekilde değerlendirme yapılarak davalının itirazı reddedilmiştir. Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde ve davacı yolcunun dava dışı motosiklet sürücüsü tarafından menfaat karşılığı taşındığının ispat edilememesine göre olayda hatır taşıması bulunduğunun kabulü ile tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
6- Kabule göre; somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, davacı yararına toplam 8.535,22 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Sigortacılık Yasası 30/17 madde ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına “(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3), (4), (5) ve (6) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 30/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.