Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/4975 E. 2021/6938 K. 18.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4975
KARAR NO : 2021/6938
KARAR TARİHİ : 18.10.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacı vekili ve davalı …. vekilinin itirazının kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı …. vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili; davalıların trafik sigortacısı olduğu araçların yaptığı kaza sonucunda, davalı … tarafından sigortalanmış araçta yolcu olarak bulunan davacının en az % 13 oranında malul kaldığını, davalıların yaptığı kısmi ödemelerin zararı karşılamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 02.10.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini 74.936,44 TL’ye yükseltmiştir.
Dava Neova Sigorta vekili; ödeme ile sorumluluklarının son bulduğunu, mutabakat ile maluliyet % 6 olarak belirlendiğinden % 13 maluliyet oranını kabul etmediklerini, tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili; ödeme ile sorumluluklarının son bulduğunu da belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 55.058,94 TL. tazminatın davalı …’dan ve 19.877,70 TL. tazminatın davalı …’dan 26.03.2019 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline dair verilen karara, davacı vekili ve davalı … vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davacı vekili ve davalı … vekilinin itirazının kısmen kabulü ile UHH kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulü ile 44.047,16 TL. tazminatın davalı …’dan ve 19.877,70 TL. tazminatın davalı …’dan 26.03.2019 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş; karar, davalı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, davalının ödemesi gereken miktar ile ödediği miktar arasında açık yetersizlik bulunduğunun aktüer raporuyla saptandığı dikkate alındığında, 2918 sayılı KTK’nın 111. maddesindeki açık yetersizlik şartının gerçekleştiği anlaşıldığından, davadan önceki ödemeye ilişkin ibranın makbuz hükmünde olmasına; davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun biçimde belirlendiği uzman doktor bilirkişi heyeti raporunun benimsenmiş olmasına göre, davalı …. vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı taraf, davacının emniyet kemeri takmayıp zararın doğmasına veye artmasına neden olduğunu, müterafik kusurlu sayılması gerektiğini savunmuş; İtiraz Hakem Heyeti tarafından, emniyet kemeri ile ilgili somut delil bulunmadığı gerekçesiyle, davalı yanın bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur, Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılması da gerekebilecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinde “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur… kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” düzenlemesi yapılmıştır.
Koruyucu tertibatlar bakımından yollama yapılan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 150/2-b maddesinde “M1 sınıfı otomobillerin… bütün koltuklarında bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan emniyet kemerinin bulundurulması ve kullanılması zorunludur” düzenlemesine ve aynı yönetmeliğin 150/3. maddesinde “bu Yönetmelik hükümlerine göre 1995 yılı itibariyle ülkemizde imali yapılan veya yurt dışından ithaline izin verilen M1 sınıfı araçların arka koltuklarında emniyet kemeri bulundurulması ve kullanılması mecburidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; kaza tespit tutanağında, davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususuyla ilgili bir tespit yapılamadığı; ancak, davacının ceza soruşturması kapsamında alınan ifadesinde “aracın arka koltuğunda oturuyordum ve bu yüzden kemerim takılı değildi, karşı aracın bizim aracımıza çarpması ile araç içinde savruldum” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir. Davacının sol köprücük kemiği kırığı oluşacak biçimde yaralandığı ve maluliyetinin de bu kırıktan kalan sol omuz hareket kısıtlılığına ilişkin olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti’nce; KTK’nın 78. maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin anılan hükümleri gereği kullanılması gereken emniyet kemerinin takılmamış olması ve davacıda meydana gelen maluliyetin niteliği dikkate alınarak, Dairemizin yerleşik uygulamasıyla kabul edilen % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak belirlenecek tazminata karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı …. vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı …. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine;
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … ‘ye geri verilmesine 18/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.