Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/4886 E. 2021/7705 K. 27.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4886
KARAR NO : 2021/7705
KARAR TARİHİ : 27.10.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Başvuran vekili; davacının 16.05.2016 tarihinde geçirdiği kazada malul kaldığını, davalı şirketin sunulan %5 lik rapora istinaden ödeme yaptığı,alınan yeni tarihli adli kurul raporunda ise maluliyetin arttığı %17 olduğu, ödemenin eksik olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5000 TL nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 19.06.2018 tarihli dilekçesi ile talebini 60.084.63 TL’ ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Uyuşmalık Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Başvurunun kabulüne, 60.043.83 TL tazminatın 29.12.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvurana verilmesine karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından uyuşmazlık hakem heyetince verilen karara davalı vekilinin yapmış olduğu İtirazın reddine dair karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihinden sonra da
Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
16.05.2016 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olup davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 29.11.2017 tarihli KATÜ Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan rapor kaza tarihinde yürürlükte olmayan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlanmıştır. Ayrıca davacı dava açarken maluliyetinin arttığı iddiasında bulunmuş olup söz konusu raporda davacının maluliyetinde artış olup olmadığı hususu da irdelenmemiştir. O halde Tahkim Komisyonu tarafından yukarıda açıklanan ilkelere göre kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği esas alınarak, maluliyet oranları arasındaki farkın değerlendirilmesi, davacının maluliyetinde artış olup olmadığı artış var ise maluliyet oranının artmasında davacının kusurunun olup olamadığı, maluliyet oranının artmasında özellikle de bu artışın sebebinin davacının da alabileceği önlemler olup olmadığının; zararın artmasına katkısının/kusurunun olup olmadığının, davalının bu maluliyet artışından sorumluluğunun bulunup bulunmadığının, davacıya önerilen tedavilerin bulunup bulunmadığının ve davacı tarafça bunların yerine getirilip getirilmediğinin veya bu tedbirler ve tedaviler yerine getirilse idi dahi aynı şekilde maluliyet durumunda artış olup olmayacağının davacının tüm tedavi belgelerinin de dosya kapsamına kazandırılarak, sonuç maluliyet oranının belirlenmesi yönünde rapor alınması, maluliyet raporunda belirlenen oranlara göre aktüer raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Kabule göre de; Gerçek zarar hesabı yapılırken tazminat hesaplamasında, TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak raporda bakiye ömür süresinin kaç yıl kabul edildiği belirtilmemiş pasif dönem sonu gösterilmemiş olup bu yönüyle rapor denetime elverişli değildir. Bu durumda Davacının bakiye ömür süresi, aktif ve pasif dönem başlangıç bitiş tarihleri ve süreleri gösterilmek suretiyle denetime elverişli ek hesap raporu aldırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2)ve(3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27.10.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.