Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/407 E. 2023/620 K. 18.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/407
KARAR NO : 2023/620
KARAR TARİHİ : 18.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu kaydının iptali ile tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.01.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen gün ve saatte gelen davacı vekili Avukat…geldi. Davalılar adına gelen olmadı. Davacı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 18.01.2023 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılardan … ile 31.06.2004 tarihinde evlendiklerini, … 2. Aile Mahkemesinin 2015/318 Esas, 2016/334 Karar sayılı kararı ile 17.05.2016 tarihinde boşandıklarını ve boşanma kararının kesinleştiğini, 03.02.2015 tarihinde evlilik birliği devam ederken davaya konu … İli,… İlçesi, 4484 parselde kayıtlı “…:15/2…/…” olan taşınmazı satın aldığını ve davalı eş…adına tapuya kaydettirildiğini, dava konusu edilen taşınmazın boşanma davasının açıldığı tarih olan 14.05.2015 gününden kısa bir süre önce 07.05.2015 tarihinde diğer davalıya satışının yapıldığını, katılma alacağı davasında dava konusu evin satış bedelinin katılma alacağı davasına konu edildiğini, evin gerçekte müvekkiline ait olduğunun ikrar edildiğini, davalı … tarafından sunulan banka dekontundan da görüleceği üzere 117.000,00 TL ödeme yapıldığını, söz konusu taşınmazın bu bedelden çok daha fazla bir bedel ile müvekkili tarafından satın alındığını, müvekkilinin tapuda davalı eşi adına kaydettirdiği taşınmazı kendi izin ve bilgisi olmadan satıldığını, bu satışın bedelsiz olarak yapılmış bir satış olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın davalı … adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; taşınmazı gerçek değerini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Borçin cevap dilekçesinde; söz konusu taşınmazı, davacının isteği üzerine … isimli kişiye sattığını, satış bedelinin bir kısmını banka havalesi ile aldığını, satış bedeli olan 117.000,00 TL’nin davacıya elden teslim edildiğini belirterek açılan davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın davalı … Borçin tarafından 03.02.2015 tarihinde 112.000,00 TL’ye satın alındığı ve 07.05.2015 tarihinde 117.000,00 TL bedelle diğer davalı …’e satışının yapıldığı, alınan bilirkişi raporuna göre satış tarihi itibariyle değerinin 178.000,00 TL civarında olduğu, satış bedeli ile gerçek değer arasında yaklaşık %35 civarında fark bulunduğu, bu oranın fahiş olmadığı, bu yönüyle bedel arasındaki fark nedeniyle tasarrufun iptalini gerektirir bir durumun bulunmadığı, davacı tarafın davalı … ile diğer davalı …’ün kardeşi Faysal ile ortak dükkan işlettiğine dair iddiayı ispata yeter delilin dosyaya sunamadığı, davalılar arasında yasada aranan yakın akrabalık ilişkisinin de bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalanın hukuki dayanağının İcra ve İflas Kanunu uyarınca tasarrufun iptali davası olmadığını, davalarının hukuki dayanağının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 245, 248 ve 1025’inci maddeleri olduğunu, müvekkiline ait olan taşınmazın davalılar arasında muvazaalı olarak satılmış gibi gösterilerek davalı … adına oluşan yolsuz tescilin iptali ile tapunun müvekkili adına tescili talepli olduğunu, yolsuz tescile dayalı tapunun iptali davasında ileri sürülen muvazaa iddiasının da her türlü delille ispatının mümkün olduğunu, bu hususta yeterli delil sunulduğunu belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı … tarafından dava konusu taşınmazın satış bedelinin bir kısmının banka havalesi ile bir kısmının da ödeme makbuzu karşılığı diğer davalı …’e ödendiği, davacı tarafça davalılar arasında satış işleminin muvazaalı olduğu ispatlanamadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, taşınmazın satışından bir hafta sonra boşanma davası açan davalı …’ün zaten boşanacağı eşinin ödemesi gereken bir vergiyi az ödesin diye satış bedelini düşük gösterdiği şeklindeki beyanının samimi olmadığını, davalının ödemeye ilişkin sunduğu belgenin tediye makbuzu olup bu ödemenin firmanın ticari defterlerine işlenmediğinin bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, bu hususun ise tediye makbuzunun sonradan düzenlediğini gösterdiğini, velayet davası neticesinde vekalet ücretinin tahsili amacıyla yapılan takipte ödeme emrinin, davalı …’e dava konusu taşınmazın bulunduğu adreste bizzat yapılmış olmasının söz konusu taşınmazın satışının muvazaalı olduğu iddiasını destekler nitelikte olduğunu, satış bedelinin müvekkile elden verdiği iddiasının doğru olmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın davalı eş tarafından diğer davalı …’e satış suretiyle yapılan temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, davalının dava konusu edilen taşınmazın davalı eş…tarafından kullanıldığının usulüne uygun şekilde ispat edilememesine göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Değerlendirme bölümününde açıklanan sebeplerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.