Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/3590 E. 2021/3797 K. 29.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3590
KARAR NO : 2021/3797
KARAR TARİHİ : 29.06.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 20.05.2020 tarih ve 2020/İHK-10698 sayılı itirazın reddine dair verilen kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü;

-K A R A R-
Davacı vekili 08.06.2018 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında davalı … şirketi nezdinde sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000,00 TL maddi tazminatın temerrüd tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince Başvurunun usulden reddine karar verilmiş hükme karşı davacı vekilince itiraz yoluna başvurulmuştur.İtiraz Hakem heyetince itirazın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilşkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” düzenlemesini içermektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, kaza tarihi 08/06/2018 olup, Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacının başvuru yaparken dosyaya sunduğu İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanılığı tarafından düzenlenen 14.05.2019 tarihli raporun Erişkinler için Engellilik değerlendirmesi hakkındaki yönetmeliğe uygun olmadığınadan bahisle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili bu kez 17/01/2020 tarihli Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesince Erişkinler için Engellilik değerlendirmesi hakkındaki yönetmeliğe göre hazırlanan rapor ile itiraz yoluna başvurmuş, İtiraz Hakem Heyetince Uyuşmazlık Hakem Heyetinde sunulan rapor ile itirazda sunulan ikinci raporun özetle davacı vekilince sunulan her iki raporun kaza tarihinde yürülükte olmayan yönetmeliğe göre hazırlandığı bu haliyle işgöremezlik tazminatının hesaplanmasının mümkün olmadığı ve Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen usulden red kararının doğru olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin itirazı red edilmiştir.Ancak İtiraz Hakem Heyetince yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30/23 maddesinde kanunda hüküm bulunmayan hallerde HUMK hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanacağı HMK’nın 431. maddesinde hakem heyetinin bilirkişi seçimine karar verebileceği düzenlenmiş olduğuna göre İtiraz Hakem Heyetince, davacının tüm tedavi evraklarının dosyaya temini ve kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre maluliyet oranının belirlenmesi için rapor alınması akabinde aktüer bilirkişiden rapor alınarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Kaldı ki; tahkim yargılamasında yapılacak tahkikatte usule aykırı raporların sunulduğunun tespiti halinde Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinde HMK çerçevesinde tahkim yargılaması yapılacağı belirtildiğinden hakem heyetince usule uygun raporların alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle İtiraz Hakem Heyetince gerekçede davacı tarafından usule uygun rapor sunulmadığından bahisle dosyaya sunulan raporlara göre karar verilmesi gerektiği yönündeki gerekçesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29/06/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.