Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/3178 E. 2021/2606 K. 08.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3178
KARAR NO : 2021/2606
KARAR TARİHİ : 08.06.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 29/02/2020 tarih 2020/İHK-4500 sayılı kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-
Davacı vekili; tek taraflı trafik kazası neticesinde davalının trafik sigortacısı olduğu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek ıslah dilekçesiyle 73.361,10 TL süreli iş göremezlik zararının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia,savunma ve toplanan delillere göre, başvurunun kabulü ile 73.361,10 TL nin 21.08.2019 başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince yapılan itiraz üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem heyetince ,maluliyet raporunun usule uygun düzenlenmediği bu nedenle davalı … şirketine usule uygun belgelerde başvuru yapılmadığı gerekçesiyle başvurunun dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilşkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” düzenlemesini içermektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihinden sonra da
Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, kaza tarihi 20/01/2018 olup, davacının başvuru yaparken dosyaya sunduğu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilimdalı Başkanlığı’nın 26.02.2019 tarihli raporu kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe göre kaza tarihinden itibaren yapılan işlemler ve yapılan muayene neticesinde davacıda %15 oranında maluliyetin oluştuğu tespit edilmiş olup Uyuşmazlık Hakem Heyetince de söz konusu rapor doğrultusunda davacının talebi kabul edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince, söz konusu maluliyet raporunda kaza nedeni ile hastalığın arttığı, geliştiği belirtilmediği, tedavi evrakları incelenmeden tek seanstaki muayenenin anlam ifade etmeyeceği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Ancak İtiraz Hakem Heyetince yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince, hükme esas alınan 26.02.2019 tarihli maluliyet raporunun usule uygun olarak düzenlendiğinin kabulü ile işin esasına girilerek davacı vekilinin itirazlarının incelenmesi suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Kaldı ki; tahkim yargılamasında yapılacak tahkikatte usule aykırı raporların sunulduğunun tespiti halinde Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinde HMK çerçevesinde tahkim yargılaması yapılacağı belirtildiğinden hakem heyetince usule uygun raporların alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle İtiraz Hakem Heyetince gerekçede davacı tarafından usule uygun rapor sunulmadığından bahisle davalı … şirketine usule uygun başvuru yapılmadığı gerekçesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/06/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.