YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2969
KARAR NO : 2021/3503
KARAR TARİHİ : 23.06.2021
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itiraz hakem heyetince itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Başvuran vekili; davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsünün kusuru sonucu meydana gelen kazada yaya konumunda olan davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 41.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Yargılama sırasında 105.361.83 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Uyuşmalık Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre;başvuru sahibinin talebinin kabulüne 98.500 TL sürekli iş göremezlik 6862 geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 105.362 TL bedelin 27.05.2019 tarihinden itibarenişlemiş yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından uyuşmazlık hakem heyetince verilen karara davalı vekilinin yapmış olduğu İtirazın reddine dair karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Yine 6100 sayılı HMK’nın kesin hükmü düzenleyen 303. maddesinde “(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir…” hükmüne yer verilmiştir. Yine aynı kanuna göre kesin hüküm itirazı dava şartlarından olup 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi gereği dava şartının her zaman ileri sürülmesi mümkündür.
Somut olayda; davacı iş bu davadan önce aynı olaya ilişkin davalı aleyhine aynı taleple uyuşmazlık hakem heyetine başvuruda bulunmuş,K-2018/62558, 2019/İHK-1253 dosyası ile yargılama yapılmıştır. İlgili dosya itiraz hakem heyeti kararı incelendiğinde;” davacı vekilinin dosyaya ibraz edilen maluliyet raporunun ilgili yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmadığından usule uygun olmaması sebebi ile , kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun rapor alınması amacıyla davacıya 20 gün süre verildiği, ara kararın davacıya e posta yoluyla tebliğ edildiği, davacı vekilinin raporun yeterli olduğunu beyan ederek ara karardan rücu edilmesi talebini içeren dilekçe sunduğu, davacı talebinin uygun görülmemesi üzerine talebin reddine ilişkin ara karar verilip tebliğ edildiği, ara kararda verilen sürenin dolduğu ancak buna rağmen davacı tarafça cevap verilmediği, davacı vekiline son bir e posta gönderilerek hastaneye başvuru yapıp yapmadığı hususunda bilgi verilmesinin istenildiği ancak herhangi bir dönüş yapılmadığı bu nedenle mevcut delillerle değerlendirme yapıldığı , davacı vekilince mevzuata uygun rapor alınmadığı ve 3 kez uyarılmasına rağmen yeni rapor temini için hastaneye başvuru yapıldığına dair belge sunulmaması nedeniyle ispat edilemeyen başvurunun reddine ” karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak taraflarca karara karşı süresinde itiraz ya da temyiz yoluna başvurulup başvurulmadığı, kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır.
İş bu dava ise 29.05.2019 tarihinde bu kez usule uygun rapor ile aynı başvuran tarafından aynı davalıya karşı,aynı kaza nedeniyle meydana gelen maluliyetine ilişkin olarak herhangi bir gelişen durum iddiası olmaksızın açılmıştır. Yukarıda bahsi geçen aynı olaya ilişkin yapılan yargılamada verilen karar raporun usule uygun olmayışı nedeni ile verilen usulden ret kararı olmayıp, davacı tarafça yargılama yapılabilmesi amacıyla gerekli raporun verilen süre içerisinde sunulmaması ve bu nedenle ispatlanamayan davanın esastan reddine yönelik bir karardır. İlgili karar kesinleşmiş ise esastan verilen ret kararı İş bu dosya için kesin hüküm teşkil etmektedir. Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince, 05.02.2019 tarihli, 2019/İHK-1253 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı taraflarca süresinde temyiz yoluna başvurulup başvurulmadığı, kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda kesin hüküm bulunup bulunmadığı tartışılarak kesinleşmesi durumunda 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i maddesine göre, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartlarından olup, bu durumda mahkemece, HMK’nın 115/2. maddesi gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülerek bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma neden ve şeklinde göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.