Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/2851 E. 2021/2849 K. 10.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2851
KARAR NO : 2021/2849
KARAR TARİHİ : 10.06.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonunda başvurunun reddine dair verilen kararın davacı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde İtiraz Hakem Heyetince itirazın kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 13.11.2017 günü davacının idaresindeki araca davalıya trafik sigortalı (ZMSS) aracın tam kusur ile çarpması sonucu meydana gelen çift taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını belirterek belirsiz alacak olarak açtığı davada tazminat miktarı belirlendikten sonra artırılmak üzere 10.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş; 24.02.2020 tarihli dilekçesi ile talebini 71.345,30 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın davalıya usulüne uygun bir başvurusunun bulunmadığını, mevzuata uygun maluliyet raporu alınması ve kazaya ilişkin kusur oranı tespitinin yapılması, tazminat hesaplamasının genel şartlara göre yapılması, tazminattan müterafık kusuru indirimi yapılması gerektiğini belirterek başvurunun reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun usulden reddine karar verilmiş; karara, davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince; itirazın kabulü ile hakem kararının kaldırılarak başvurunun kabulü ile 71.345.30 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 29.11.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; itirazın kabulüne dair karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hakem Heyetince, dava konusu kaza ile ilgili hiçbir kusur raporu alınmaksızın hesaplanan zararın tamamının davalı sigorta şirketi tarafından tahsiline karar verilmiştir. Olay sonrasında tanzim edilen kaza tespit tutanağında davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün sola dönüş kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu tespit edilmiş, davacı araç sürücüsü hakkında kusur değerlendirmesi yapılmamıştır. Hakem Heyetince, herhangi bir kusur raporu alınmaksızın davalıya trafik sigortalı araç sürücüsü tam kusurlu kabul edilerek karar verilmiş ise de; Hakem Heyetince alınan bir kusur raporu olmadığı gibi ceza soruşturma dosyasından da şikayet yokluğu nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmekle alınmış bir kusur raporu bulunmamaktadır.
O halde, HMK 266 madde hükümlerine göre İtiraz Hakem Heyetince, kazaya ilişkin ceza dosyası da celp edilerek İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller ve ceza dosyasındaki ifadeler ile birlikte değerlendirilerek kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Somut olayda, İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacı yararına davalı aleyhine tam nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Sigortacılık Yasası 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına “(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir.
Karar yılında yürürlükte olan 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 17. Maddesinde; “(1) Hakem önünde yapılan her türlü hukuki yardımlarda bu Tarife hükümleri uygulanır.
(2) Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmü düzenlenmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretin altında kalması nedeni ile AAÜT’nin 17. maddesi gereğince karar yılındaki maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 10/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.