Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/284 E. 2021/1400 K. 24.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/284
KARAR NO : 2021/1400
KARAR TARİHİ : 24.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar … ve … vekili Avukat…ve Avukat …tarafından, davalı … aleyhine 16/01/2013 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu ölümden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/05/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, trafik kazası sonucu ölümden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin kızı…ün 01 US 110 plakalı araç ile seyir halindeyken davalının sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu yaralandığını ve kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, kaza tespit tutanağında davalının %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalının bu eylemi nedeniyle ceza mahkemesinde yargılandığını, müvekkillerinin kızlarının desteğinden yoksun kaldıklarını, ayrıca …’ün genç yaşta vefat etmesinin acılarını arttırdığını belirterek maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili, başka bir aracın müvekkilinin aracına çarpması sonucu, müvekkilinin aracının takla attığını, bu sırada kazanın meydana geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk kararın, Dairemizin 19/06/2012 tarihli 2011/8165 esas ve 2012/10782 karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, alınan bilirkişi raporlarına itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir. Ayrıca aynı Kanun’un 298. maddesinin 2. fıkrasında da gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasında yapılan yargılamanın son oturumunda mahkemece ”Maddi tazminat talebinin kabulü ile 16.729,91 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiş; bilahare gerekçeli kararda “Maddi tazminat talebinin kabulü ile 16.729,91 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuş ve böylece kısa kararla gerekçeli karar arasında açık bir çelişki ortaya çıkmıştır.
Davacıların birden fazla kişi olması da dikkate alınarak, böyle bir durumun bozma nedeni oluşturacağına ve bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi giderme koşuluyla vicdani kanaatine göre karar verebileceğine, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunca 10/04/1992 tarihli ve 7/4 sayıyla karar verilmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş; kısa kararla bağlı olmaksızın, kısa karara uygun olarak gerekçesini yeniden düzenlemek veya gerekçeye uygun nitelikte yeni bir kısa karar oluşturmak ve bu şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi gidermektir. Mahkemece kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.