Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/27471 E. 2022/12893 K. 24.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/27471
KARAR NO : 2022/12893
KARAR TARİHİ : 24.10.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonunda başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 05/11/2018 tarihinde, davacının yolcu olarak bulunduğu davalıya sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında davacının yaralandığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebini 169.016,35 TL’ye arttırmıştır.
Davalı vekili, başvurunun reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 169.016,35 TL tazminatın 15/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince itiraz yoluna başvurulmuştur. İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak alınan 17/07/2019 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan anksiyete bozukluğu nedeni ile maluliyeti % 8 olarak belirlenmiştir. Hükme esas alınan 25/11/2019 tarihli Balıkesir Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı Adli Tıp Polikliniği raporunda ise davacının kaza nedeniyle oluşan travma sonrası stres bozukluğu nedeni ile maluliyeti % 25 olarak belirlenmiştir. Raporlar arasında çelişki olduğu gibi davacının arızasının ömür boyu sürüp sürmeyeceğine dair değerlendirme yoktur.
Öncelikle, davacının yaralanmadan kaynaklı maluliyetinin tespiti için tüm tedavi evraklarının getirtilip değerlendirmek üzere(kaza öncesine dayalı psikiyatri tedavisi olup olmadığının da araştırılarak) içerisinde psikiyatri uzmanının da bulunduğu bilirkişi heyetinden (ATK İhtisas Kurulu’ndan ya da üniversitelerin adli tıp bölümünden) kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, kazadan sonra oluştuğu belirtilen “travma sonrası stres bozukluğu” nedeniyle davacıda kalıcı maluliyet bulunup bulunmadığı ve varsa oranının ne olduğu ve maluliyet oranının davacının bakiye ömrü boyunca aynı oranda devam edip etmeyeceği, davacının tedavisinin bitip bitmediği hususları ile dosyada bulunan iki rapor arasındaki çelişki de giderilmek suretiyle, bilirkişi heyetince gerekli görülmesi halinde bizzat muayenesi de yapılarak ayrıntılı, gerekçeli, kaza ile illiyet bağı kuran, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) notu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 24/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.