YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/26854
KARAR NO : 2022/13834
KARAR TARİHİ : 03.11.2022
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davacı vekili ve davalı …. vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kazada davacının desteğinin öldüğünü açıklayıp davacı için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maddi, 90.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
İlk derece mahkemesince toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat talebi yönünden davanın konusu kalmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline dair karara karşı davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı … vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar ve olayın oluş şekli dikkate alındığında, davacı yararına takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1)numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 286,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/11/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.