Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/26586 E. 2023/2147 K. 21.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/26586
KARAR NO : 2023/2147
KARAR TARİHİ : 21.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/473 E. 2021/501 K.
HÜKÜM/KARAR : Red

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl ve birleşen davada davacı vekili ; Ankara Emniyet Müdürlüğü uhdesinde kayıtlı olan ve Etimesgut İlçe Emniyet Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmakta olan araçta bulunan Emniyet Müdürlüğü personelinin 17.02.2003 tarihinde aldığı ihbar üzerine şüpheli olarak anons edilen araçta bulunanların yakalanması için takip başlatıldığını, daha sonra takip nedeni ile meydana gelen kaza neticesinde polis memuru … ve …’un yaralandıklarını, araçla ilgili olarak Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/19 D.İş sayılı dosyasından yapılan tespitte (pert-total) hurdaya ayrılmasının uygun olacağı ve zararın 16.000,00 TL olduğunun ifade edildiğini belirterek 16.000,00 TL zararın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı …; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … cevap dilekçesinde; olay tarihinde aracı kendisinin kullandığını, ancak olaya sebebiyet verenlerden birisinin de … olduğunu, zararın tamamının kendisinden talep edilemeyeceğini, tazminatı ödeyecek ekonomik gücünün bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 2013/254 E.-2015/117 K. sayılı kararı ile; asıl ve birleşen dava bakımından, davacı tarafından davalı … aleyhine açılan davanın pasif taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/1-d, 115/2 nci maddeleri uyarınca usulden reddine, davacı tarafından davalılar … ve … aleyhine açılan davanın kabulü ile 16.000,00 TL hasar tazminatının olay tarihi olan 17.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 2013/254 E.-2015/117 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davalı … vekili ile davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 30.05.2018 tarihli ve 2015/10474 Esas, 2018/5674 Karar sayılı ilamında özetle “…Somut olayda mahkemece asıl ve birleşen davalar yönünden mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte ayrı ayrı hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Ankara Batı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/325 E. sayılı davasında sanıklar … ve … ‘ün polis memuru olan katılanlar … ve …’ın taksirle yaralanmasına neden olmak suçundan yargılandıkları, sanık …’nın atılı suçu işlemediği, sanık …’in eylemiyle yaralanma arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 06.05.2015 tarihinde kesinleştiği, TBK’nun 74 üncü maddesi gereğince ceza mahkemesinin belirli gördüğü vakıanın hukuk mahkemesini bağlayacağı, buna göre somut olayda yukarıda değinilen ceza yargılaması sonucunda davalı …’in eylemiyle Hazine’ye ait aracın hasarlanmasına neden olan kazanın oluşumu arasında illiyet bağı bulunmadığı, bu durumda araç maliki olan davalı …’ın da sorumluluğunun doğmayacağı, davalıların meydana gelen zarardan sorumlu olmadıkları” gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; 17.02.2003 tarihinde meydana gelen kazada polis memuru … ve polis memuru …’un yaralandığını, kazaya karışan Ankara Emniyet Müdürlüğü uhdesinde kayıtlı olan ve Etimesgut İlçe Emniyet Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmakta olan aracın
sını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 17.02.2003 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında hasarlanan araçta meydana gelen zararın haksız fiil sorumlularından tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49 uncu maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 85 inci maddesi.

3. Değerlendirme
Dosya kapsamında yer alan olay sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağına göre, 17.02.2003 günü saat 02.00 sıralarında şüpheli … yanında arkadaşı … ile birlikte Etimesgut’ta sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı Doğan marka araç ile gezdikleri sırada, önlerinde Hyundai marka aracın içindekilerin dur demesi ile kendisinin de cezaevi firarisi olması nedeniyle dik eğimli ve dar olan 1685 sokağı takiben ön ilerisinde bulunan 1544 caddeye doğru kontrolsüz bir şekilde kaçarken yakın gerisinde kendilerini takip eden …’un kullandığı … (…) plakalı ekip arabâsının görüşünü kapatarak takipten kurtulmak istediği sırada, 1544 caddeyi ikiye bölen 20 cm yüksekliğinde ve bir metre genişliğindeki orta refüje kendi aracını çarparak karşıya geçtiği ve görüşünü engellediği ve arkasından gelen aracın da orta refüjü görmeyerek orta refüje çarpmak suretiyle yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği belirtilmiştir.

Mahkemece alınan 08.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48 inci maddesine göre (sürücülerin yasal sınırın üstünde alkol almış olarak araç kullanmak (1.86 promil) ve bu kanuna bağlı yönetmeliğinin 157 nci maddesinin (b) bendine göre, kendisini yakalamak için arka gerisinden gelen 06 A (06ZGS37) plakalı aracın görüşünü kapatarak kazaya sebebiyet veren … ‘ün meydana gelen kazada yüzde yüz (%100) tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir.

Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesine sunulmak üzere Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin 21.05.2014 tarihli raporunda; telsiz anonsu ile aldığı görev gereği “Dur” ihtarına uymayan aracı kovalamakta olan polis ekip otosu sürücüsü polis memuru …, kaçan aracı yakalamak için bu aracın hızına yakın hızda seyrederek olay yeri kavşak mahalline geldiğinde kovaladığı aracın sola yönelmesi üzerine kendisi de sola yönelmiş olmakla, gece karanlığında fark edemediği refüje çarptığı olayda kusuru olmadığı, karşı sürücü …’ın kendisini yakalamak için aynı hızda seyreden ve kendisinin kaçtığı yöne yönelen ekip aracının da refüje çarpmasına sebebiyet verdiği olayda kural dışı davranışları nedeniyle KTY 145 gereğince asli kusurlu olduğu belirlenmiştir.

Somut olayda tüm dosya kapsamı ve mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, olayın oluş şekline göre davalı sürücü …’ın tamamen kusurlu olduğunun, hasarlanan ekip aracına teması söz konusu olmasa bile kazaya sebebiyet verdiğinin alınan bilirkişi raporları ile sabit olması karşısında, mahkemece zarar hesabı yönünden bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde yanılgılı değerlendirme ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Değerlendirme bölümünde açıklanan sebeplerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.