Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/26567 E. 2022/12728 K. 20.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/26567
KARAR NO : 2022/12728
KARAR TARİHİ : 20.10.2022

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 09.03.2021 Salı günü davalı vekili Av. … geldi. Davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili 12/05/2017 tarihinde davalıya trafik sigortalı aracın davacı yayaya çarpması neticesinde meydana gelen kazada davacının yaralanarak malul kaldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL maluliyet tazminatının davalı temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılamada talebini 294.725,38 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili, maluliyet oranına itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık hakem heyetince tüm dosya kapsamına göre; davacının arazının sürekli fonksiyon kaybına neden olmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince; davacı vekilinin uyuşmazlık hakem heyeti kararına karşı yaptığı itirazın kabulü ile hakem kararının kaldırılarak yeniden karar oluşturulmasına, başvuru sahibinin talebinin kabulüyle, 294.725,38 TL sürekli maluliyet tazminatının 06/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsil ile başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş; itiraz hakem heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak alınan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 09/12/2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 30 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun, kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi usule uygundur. Ne var ki; maluliyet oranı psikiyatrik rahatsızlık teşkil ettiği halde, heyette psikiyatri uzmanı bulunmadığı, raporda maluliyet ile kaza arasında illiyet bağı kurulacak nitelikte tespitler yer almadığı ve iyileşme gösterip göstermeyeceği değerlendirmesi yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının kazadan önceki ve sonraki psikiyatrik şikayetleri ile uygulanan tedaviye yönelik tüm belgelerin (psikiyatri poliklinik kayıtları, reçeteler, ilaç raporları) davacı taraftan sorulup, ilgili yerlerden temin edilmesinden sonra, davacının muayenesi yapılarak travma sonrası stres bozukluğunun bulunup bulunmadığı, sürekli olup olmadığı, davacının bakiye ömrü boyunca aynı oranda devam edip etmeyeceğinin ve kazadaki yaralanma ile maluliyet arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya en yakın Üniversite Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından içerisinde psikiyatri alanında uzman doktorun da bulunduğu heyetten olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak, davacının kaza nedeniyle sürekli çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA 3.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.