Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/26413 E. 2022/13886 K. 07.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/26413
KARAR NO : 2022/13886
KARAR TARİHİ : 07.11.2022

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda, asıl davanın kısmen kabulüne ve birleşen davaların kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen (ek) davanın kabulüne, birleşen 2021/3 sayılı davanın reddine ilişkin verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacılar vekili; davalının işleten/ sürücüsü olduğu aracın davacıların oğlu ve kardeşi olan…’in idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı anne babanın ölenin desteğinden yoksun kaldığını, tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi ve toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 20.05.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini davacı … için 40.092,00 TL’ye ve davacı … (… mirasçısı sıfatıyla) için 37.283,00 TL’ye yükseltmiştir.
Birleşen davalarda davacı … vekili; alınan bilirkişi raporları gereği tespit edilen 64.192,57 TL ve 168.368,46 TL destekten yoksun kalma tazminatının da kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; birleşen davalardaki alacakların zamanaşımına uğradığını, kusuru kabul etmediklerini, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılamada toplanan delillere göre; asıl davanın kısmen kabulü ile davacı … için 40.092,00 TL maddi ve 35.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … için 35.000,00 TL (davacı … mirasçısı sıfatıyla) ve 20.000,00 TL (kendi adına talep ettiği) manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine; birleşen 2019/308 sayılı dosya yönünden davanın kabulü ile davacı … için 64.192,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; birleşen 2021/3 sayılı dosyada davanın kabulü ile 109.475,40 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisine, asıl davanın kısmen kabulü ile davacı … için 40.092,00 TL maddi ve 35.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … için 35.000,00 TL (davacı … mirasçısı sıfatıyla) ve 20.000,00 TL (kendi adına talep ettiği) manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; davacı … ile ilgili maddi tazminat isteminin reddine; birleşen 2019/308 sayılı dosya yönünden davanın kabulü ile davacı … için 64.192,57 TL. destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; birleşen 2021/3 sayılı dosyada davanın reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekilinin davacı … lehine hükmedilen tazminatlara ilişkin temyiz talebi yönünden; 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 44/1. maddesi ile, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesinde yer alan 40.000,00 TL. tutarındaki temyiz sınırı, 01.01.2021 tarihinden itibaren 78.630,00 TL’ye yükseltilmiştir.
Davacı taraf, asıl davada davacı … için 50.000,00 TL ve yargılamanın devamı sırasında ölen davacı babanın tek mirasçısı olması nedeniyle de 75.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuş; anılan talepler için, sırasıyla 20.000,00 TL ve 35.000,00 TL olmak üzere toplam 55.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş; bu karar, davalı yanca temyiz edilmiştir.
İhtiyari dava arkadaşı konumunda olan davacılardan Seren için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, yukarıda anılan (78.630,00 TL’lik) sınırın altında kaldığı ve temyize konu karar anılan tarihten sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece karar verilebileceği gibi 01/06/1990 gün 3/4 sayılı YİBK uyarınca Yargıtay’ca da karar verilebileceğinden; davalı vekilinin temyiz isteminin, istinaf mahkemesi hükmünün kesin olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, davacı … için tazminatın usulünce hesaplandığı 15.11.2018 tarihli aktüer bilirkişi heyeti raporunun hükme esas alınmasının yerinde görülmesine; davacı … için manevi tazminatın takdirinde TBK’nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Asıl dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat; birleşen davalar ise, aynı nedene dayanan bakiye destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı desteği Sergen’in sürücüsü olduğu motorsikleti sevk ve idaresi sırasında kask takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu davalı tarafça savunulmuş ve gerek ilk derece mahkemesi, gerekse bölge adliye mahkemesi tarafından, desteğin ölümü ile kask takmayışı arasında bağlantı olduğu kabul edilip, destek müterafik kusurlu kabul edilmiştir. Bu durumda, Dairemizin yerleşik uygulamalarıyla da kabul edildiği üzere, davacı anne için hesaplanan tazminatlardan % 20 oranında indirim yapılması gerektiği gözetilmelidir.
Davaya konu kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi için ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan raporda, davalının % 90 oranında ve desteğin % 10 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği ve desteğe verilen % 10’luk kusurun kask takmama nedenine dayandığı görülmektedir. Bu raporda desteğe % 10 kusur verilmesine gerekçe yapılan kask takmama durumunun, kazanın oluşumu ile ilgisinin bulunmadığı, sadece zararın doğumunda ya da artmasında etkili olduğu da izahtan uzaktır.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, hükme esas alınan 15.11.2018 tarihli aktüer raporunda, müterafik kusur indirilerek hesabın yapıldığı gerekçesiyle, hesap raporundaki bedelden müterafik kusur indirimi yapılmadan, hesaplanan tutarın tamamının asıl davada ve birleşen 2019/308 Esas sayılı davada hüküm altına alındığı görülmektedir. Oysa, anılan hesap raporunda ATK raporundaki kask takmama nedenli desteğe verilen % 10 oranında indirimle tazminat hesaplanmıştır ki, müterafik kusur indirim oranı olması gerekenin altında kalmıştır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle; davacı desteği Sergen’in, kazanın ölümle sonuçlanmasında müterafik kusurlu olduğu ve ATK raporunda desteğe verilen % 10 kusur kask takmama nedenine dayandığından (ve müterafik kusura ilişkin olduğundan), kazanın oluşumunda kusuru olmayan Sergen’in desteğinden yoksun kalan davacı anne için tam kusura göre belirlenecek tazminat miktarından % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması ve sonuç tazminatın belirlenmesiyle hüküm tesisi için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin, belirtilen yönlerden kararın kesin olması nedeniyle, HMK’nın 362/1-a ve 362/2 maddeleri uyarınca REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA; aynı Kanun’un 373/2. maddesi uyarınca, dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.