YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/26399
KARAR NO : 2022/13921
KARAR TARİHİ : 07.11.2022
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu sürekli bakıcı giderinden kaynaklı maddi tazminat davası üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13/05/2019 günlü karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davacı vekilinin faiz başlangıcına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden hüküm kurulmak üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince verilen 23/09/2021 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; 04/01/2012 tarihinde davalıya trafik sigortalı aracın, yaya olan davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/570 esas sayılı dosyasında davalının tam kusurlu ve davacının maluliyetinin %100 olduğu belirlenerek, poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 225.000,00 TL sürekli maluliyet tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen kararın kesinleştiğini, bakıcı gideri talebine yönelik açılan eldeki dava yönünden de ilk dava tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğünün kabulü gerektiğini belirterek, belirsiz alacak davası olarak 4.000,00 TL bakıcı gideri zararının davalıdan 01/11/2012 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş; 12/04/2019 tarihli bedel artırım dilekçesiyle, talebini 225.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; KTK’nın 97. maddesi uyarınca müvekkiline hiçbir başvuru yapılmadan eldeki davanın açılması nedeniyle usulden red kararı verilmesi gerektiğini, davacının kusurlu olduğunu, bakıcı gideri zararından SGK’nın sorumlu olduğunu, tüm belgelerle birlikte kaza ve hasar ihbarında bulunulmadığından müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; dava tarihi nazara alınarak davalıya başvuru şartının yerine getirilmesi yönünde ara kararıyla verilen kesin süre içinde davacı tarafından davalıya başvuru yapılarak bu eksiklik giderilmiş, davaya konu talep yönünden davalı … şirketinin daha önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedildiği belirtilerek, davanın kabulü ile 225.000,00 TL bakıcı gideri tazminatının dava tarihi olan 16/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının geçici ve sürekli maluliyet tazminatı talebiyle davalı aleyhine dava açması nedeniyle davalının eldeki davadan önce temerrüde düşmüş sayıldığı, zarar görenin gerek kısmi gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak ilk dava tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahip olduğu, ilk derece mahkemesince ek dava niteliğindeki eldeki davada dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile 225.000,00 TL bakıcı gideri tazminatının 01/11/2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve ve özellikle kural olarak istinaf yoluna başvurmayan tarafın temyiz yoluna başvuramayacağına, ancak aleyhe hüküm kurulması halinde temyiz yoluna başvurabilmesine, davadan önce davalıya başvuru yapılmaması nedeniyle davanın usulden reddine ve bakıcı gideri talebinin karşılanacağı sakatlık teminatının ilk davada verilen hükümle tükendiğine yönelik temyiz itirazları yönünden, davalının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayıp, ilk derece mahkemesi kararının belirtilen konularda davalı yönünden kesinleşmesine, bölge adliye mahkemesince her ne kadar ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş ise de verilen hükmün belirtilen bu konularda aynı kalmasına, bir başka deyişle ilk derece mahkemesince kurulan hükümden daha aleyhe bir hüküm kurulmamasına, sadece faiz başlangıç tarihi yönünden yeniden hüküm kurulduğu gözetildiğinde, davalının kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalının faiz başlangıç tarihine yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Davalı …, davacı yayaya çarpan aracın trafik sigortacısı olup, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile … Genel Şartları’nın B.2.2.1 maddesi uyarınca, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davadan önce yapılmış bir başvurunun bulunmadığı durumda ise, davalı sigortacı için dava tarihi temerrüt tarihidir.
Somut olayda; davacının Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı ilk davada geçici ve sürekli maluliyet tazminatı isteminde bulunulduğu, mahkemece davadan önce davalıya yapılan bir kaza ihbarı bulunmadığından davalının temerrüde düşmediği ve faiz başlangıcı dava tarihi olarak kabul edilmek suretiyle, 225.000,00 TL sürekli maluliyet tazminatının dava tarihi olan 01/12/2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, geçici iş göremezlik zararına ilişkin fazlaya dair talebin reddine karar verildiği, sadece sürekli bakıcı giderinin ödenmesini sağlamak amacıyla açılan eldeki davanın ise ek dava niteliğinde olmadığı görüldüğünden; ilk açılan dava tarihinin temerrüdün belirlemesinde etkisi yoktur. Şu halde, bölge adliye mahkemesince davaya konu edilen bakıcı gideri zararı bakımından davalının dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekirken, temerrüt tarihinin yanlış belirlenmesi doğru olmamıştır.
Ne var ki; bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370. maddesinin 2. fıkrası hükmü gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz istemlerinin REDDİNE, (2) nolu bentte gösterilen nedenle davalı vekilinin faiz başlangıç tarihine ilişkin temyiz itirazının kabulü ile HMK’nın 370. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün (1) nolu fıkrasında yer alan “01/11/2012” tarihinin çıkartılarak yerine “16/07/2018” tarihinin yazılması suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının DÜZELTEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.