Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/25961 E. 2023/3807 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/25961
KARAR NO : 2023/3807
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/856 Değişik İş-2021/858 Karar
SAYISI : İHK-2021/34248
HÜKÜM/KARAR : Davalı vekilinin itirazının reddine
SAYISI : K-2021/101687

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.

… kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (…) poliçesi ile sigortalı aracın 09.12.2015 tarihinde yaptığı kaza neticesinde %17 oranında malul kaldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan talep etmiştir. Davacı talebini 28.05.2021 tarihinde 63.683,38 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; cevap dilekçesinde; zorunlu başvuru şartı şerine getirilmeden tahkime başvuru yapıldığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davalı şirket tarafından 10.03.2017 tarihinde 31.468,00 TL ödeme yapıldığını, sorumluluklarının kalmadığını, kusurun tespiti ile hesaplamada asgari ücretin baz alınmasını talep ettiklerini, maluliyet raporunda belirtilen oranları kabul etmediklerini, tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin beşte bir oranında olması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kaza tespit tutanağına göre davalıya sigortalı aracın %100 oranında kusurlu olduğu, dosyaya sunulu sağlık raporunun kaza tarihi itibari ile yürürlükteki düzenlemelere uygun ve yetkili bir hastane tarafından düzenlendiği, TRH 2010 Yaşam Tablosu progresif rant yöntemi ile yapılan hesaplama neticesinde alınan rapor uyarınca başvurunun kabulü ile 63.683,38 TL tazminatın 10.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili itiraz dilekçesinde; davalı şirket tarafından 10.03.2017 tarihinde yapılan 31.468,00 TL vesayet makamına ödeme ile müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, kusur durumunun tespitinin alanında uzman bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesi gerekirken kusur incelemesi yapılmadan karar verildiğini, başvuru sahibinin fiziki muayenesi yapılmadan maluliyet tespit edildiğini, bu raporun tanziminin usule ve yasaya aykırı olduğunu, yapılacak olan hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, kazanın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından iş kazası addedilip addedilmediğine ve rücuya tabi peşin sermaye değeri olan gelir bağlandı ise rücuya konu miktarın bildirilmesi için kesin süre verilmesi gerektiğini, tazminattan hatır taşımasının tenzili gerektiğini, kararda 10.03.2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesine hükmedilse de; başvuru miktarı açısından başvuru tarihinden ıslah edilen kısım için ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, başvuru sahibi lehine hükmedilecek vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan vekalet ücretinin 1/5’i oranında olması gerektiğini belirterek karara itiraz etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile … tarafından asgari ücret ve ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapıldığı ve ödemenin yetersiz olduğunun anlaşıldığı, başvuranın yolcu olduğu ve kazaya etken davranışı olmadığı, bu nedenle kusur raporu alınması talebinin reddinin yerinde olduğu, başvuru sahibinin maluliyetine dair rapor, Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anahilim Dalı Başkanlığının 03.03.2019 tarihli raporu olup 1 ortopedi ve travmatoloji, 1 romatoloji ve iç hastalıkları ve 3 adli tıp uzmanından oluşan heyet tarafından geçmiş tıbbi kayıtlar ve güncel muayene bulguları değerlendirilerek kazayla illiyet bağı da kurulmak suretiyle düzenlendiği, raporun yasa ve yönetmeliklere uygun tanzim edildiği, dosyada yer alan ifade tutanaklarından başvuru sahibinin, Osmaniye açık cezaevinden çıkan arkadaşlarının Şereflikoçhisar’daki imza işlemi için yaptıkları yolculuğa eşlik etmek için yanlarında gittiği, başvuru sahibinin salt menfaatine olan bir taşıma olmadığı, başvuran lehine tam ve nispi oranda vekalet ücreti verilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesi ile davalının itirazının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, maluliyet raporunun olay tarihindeki mevzuata uygun olmadığını, sigortalının kusuru olmadığını, ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen miktarın 1/5’i oranında olması gerektiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (…) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı 09.12.2015 tarihli trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun uğradığı sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369, 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 51 ve 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85, 89, 90, 91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun (5684 sayılı Kanun) 30 uncu maddesi ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin on üçüncü fıkrası, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 17 nci maddesi, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere; maluliyet raporunun usul ve yasaya uygun olmasına, davacının yolcu olup kazaya etken davranışının olmamasına, ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapılıp ödemenin yetersiz olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. KTK’nın 87 nci maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla TBK’nın 51 inci maddesi uyarınca hatır için karşılıksız yolcu taşıma veya aracı kullandırmada genel hükümlere göre tazminattan uygun bir indirim yapılması, doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiştir.

Hatır için yolcu taşıma veya aracı kullandırmadan söz edebilmek için, ölen veya yaralananın bir menfaat karşılığı olmaksızın taşınması veya aracın kullanılması, diğer bir deyişle taşıma veya kullanmada ölen veya yaralananın menfaatinin bulunması gerekir. Bu nedenle taşıma veya kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir menfaatinin bulunması hâlinde hatır taşımasından söz edilemez. Bu bakımdan hatır ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma veya kullanmanın kimin menfaatine olduğunun belirlenmesi önemlidir. Taşıma veya kullandırma, ekonomik yarar için olabileceği gibi ortak toplumsal değerler nedeniyle de olabilir. Ancak yakın akrabaların ve eşin taşınmasında bir menfaatten söz edilemeyeceği için hatır için taşımadan da bahsedilemez. Hâkim, gerekçesini kararında tartışmak ve nedenlerini göstermek koşuluyla tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda da değildir.

Somut olayda davalı … vekili cevap dilekçesindeki savunmasında, davacının kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir. Kolluk ifade tutanaklarının irdelenmesinde araç sürücüsünün verdiği beyanda arkadaşı ile birlikte Osmaniye’den Adana iline doğru yola çıktıklarının beyan ederken, davacı ise kollukta verdiği ifade de arkadaşına eşlik etmek için yanındaki iki kişi ile birlikte yola çıktıklarını beyan etmiştir.

… kararında başvuru sahibinin salt menfaatine olan bir taşıma olmadığı, tam tersi araçta bulunan sürücü ve diğer yolcuların menfaatine olarak araçta bulunduğunun anlaşıldığından hatır taşıması indirimi talebinin reddine karar vermiştir. Ancak kolluk beyanlarına göre başvuran arkadaşı olarak bahsettiği kişilerle karşılıksız bir şekilde taşındığı, olayda hatır taşıması olduğu sabit olmakla İtiraz hakem Heyetince hesaplanan tazminattan Dairemizin yerleşik içtihatları doğrultusunda %20 hatır taşımacılığı yapılması gerekirken davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

3. 5684 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin (13) numaralı fıkrası ve Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi (AAÜT)’nin 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.

Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE

2. Değerlendirme bölümünün (2) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.