Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/25912 E. 2022/11469 K. 05.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/25912
KARAR NO : 2022/11469
KARAR TARİHİ : 05.10.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali tescil davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı … vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 05/10/2022 Çarşamba günü davacılardan … ve … vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … geldiler, diğer davacılar adlarına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Dairemizin 11/03/2020 gün 2020/311 E. 2020/1250 K. sayılı ilamında; “…Dosya kapsamından; davacıların murisi olan …’ın 546 (yeni 27942 ada 22) parsel sayılı taşınmazdaki 12620/30160 payını noterde düzenlenen 29/04/1988 tarihli gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile gelini olan davalılardan …’a satışını vaad ettiği, murisin 05/11/1990 tarihinde vefat ettiği, anılan davalı tarafından bu sözleşmeye dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açıldığı, Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1998/458 – 1998/2430 sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, hükmün temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği görülmüştür. Somut olayda; muris ile anılan davalının ölmeden önce aynı evde ikamet ettiği, murisin vefat edinceye kadar bakımının davalı tarafından yapıldığı ve dava konusu taşınmazı anılan davalı ile eşinin ekip biçtiği, dava konusu taşınmazın 29/04/1988 tarihli sözleşmede bedelinin 20.000.000 ETL (20 YTL) olarak gösterildiği, ancak bilirkişi tarafından taşınmazın gerçek değerinin tasarruf tarihi itibariyle 477.000.000 ETL (477 YTL) olarak belirlendiği, buna göre bedeller arasında fahiş fark bulunduğu, anılan davalının ev hanımı olup bu taşınmazı satın alacak ayrı bir gelirinin olmadığı, dava konusu taşınmazın davanın açılmasının akabinde 03/11/2010 da dahili davalı …’a devredildiği, dekontlar incelendiğinde davalı …’a yapılan hisse devirlerindeki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen bedeller arasında da açık nispetsizlik bulunduğu, tanık beyanlarına göre bu yeri halen davalılardan … ve çocuklarının kullanmaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu değerlendirmeler ışığında muris … ve davalı gelin … arasında yapılan ve davaya konu 29/04/1988 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dahili davalı …ve
davalılar arasındaki hisse devrine ilişkin satış sözleşmelerinin muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Tarafların görünüşteki işlemleri gerçek iradelerine uygun olmaması sebebiyle; gizledikleri işlemler ise şekil şartına riayet edilmemesi sebebiyle geçersizdir. Açıklanan nedenlerle davanın davalı … yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bu nedenle kararın davacılar yararına bozulması gerekir.” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uygun yapılan yargılama neticesinde, mahkemece davalılardan … aleyhine açılan davanın kabulüne, diğer davalılar bakımından hüküm kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, söz konusu karar davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılardan … ve …’a verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılardan … ve diğerleri yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve aşağıda dökümü yazılı 37.489,69 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına 05/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.