Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/25809 E. 2023/4030 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/25809
KARAR NO : 2023/4030
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/820 E., 2021/824 K.
SAYISI : 2021/İHK-23319
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun kabulü/İtirazın kısmen kabulü, başvurunun kısmen kabulü
SAYISI : K-2021/65513

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın kısmen kabulüne, kararın kaldırılmasına ve başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

… kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 03.02.2020 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki araç ile davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası (…) poliçesi olan aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak şimdilik 250,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 250,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 500,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; talep artırım dilekçesi ile talebini toplam 153.933,38 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; başvuruya eklenen maluliyet raporunu kabul etmediklerini, tarafların kusur oranlarının uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, davacının sunduğu rapordaki % 15 maluliyet oranı üzerinden aktüer bilirkişi raporu ile tazminatın usulünce hesaplandığı gerekçesiyle, başvurunun kabulü ile 150.446,33 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 3.487,05 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 153.933,38 TL tazminatın 28.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili itiraz dilekçesinde; maluliyet raporunu hatalı olduğunu, ilgili yönetmeliğe uygun hazırlanmadığını, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen %100 oranındaki kusur oranının fazla olduğunu, tazminat hesabının % 1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, kaza sırasında davacının emniyet kemerini takıp takmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının emniyet kemerini takmadığı anlaşıldığı takdirde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacı lehine 1/5 oranında nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, hükme esas alınan % 15 maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre tespit edildiği, hükme esas alınan aynı maluliyet raporunda kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının kazadan kaynaklı maluliyet oranının % 10 olarak belirlendiği, dosya kapsamında % 10 maluliyet oranına göre tekrar aktüer bilirkişi raporu alındığı, yeni alınan raporda hesaplanan miktara göre tazminata hükmedilmesi gerektiği, hükme esas alınan kusur raporunda sigortalı aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğunun belirlendiği, tazminat hesabının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre hesaplanmasının isabetli olduğu, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında olduğu, kaza tespit tutanağında davacının emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir tespit olmadığı, davacının kazadaki yaralanmasına göre de emniyet kemeri takmadığının sabit olmadığı, davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne (AAÜT) göre tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı vekilinin maluliyet oranına ilişkin itirazının kabulüne, diğer itirazlarının reddine, kararın kaldırılmasına, başvurunun kısmen kabulü ile 100.297,55 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 3.487,05 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 103.784,60 TL tazminatın 28.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; … kararına karşı yaptığı itiraz başvurusuna konu ettiği nedenlerle, … kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (…) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı sürücünün uğradığı sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369, 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85, 89, 90, 91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesi ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin on üçüncü fıkrası, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 17 nci maddesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere; hükme esas alınan kusur raporunda sigortalı aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğunun belirlendiği, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında olduğu, kaza tespit tutanağında davacının emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir tespit olmadığı, davacının kazadaki yaralanmasına göre de emniyet kemeri takmadığının sabit olmadığı, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılamayacağı, progresif rant yönetimine göre hesaplama yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından geçici iş göremezlik süresi ile sürekli iş göremezlik oranının doğru bir şekilde belirlenmesi zorunludur. Söz konusu belirlemenin, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılması gerekir.

Davaya konu kazanın meydana geldiği 03.02.2020 tarihinde Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yürürlükte olup bu Yönetmelik’in ekinde yer alan Erişkinler İçin Engelli Sağlık Kurulu Raporları Engel Oranları Alan Kılavuzunun Omurgaya Ait Sorunlarda Engellilik bölümünün 1-1.1 Yaralanma Modeli Veya Tanı İlişkili Değerlendirme kısmında, “Travma durumlarında ilk tercih edilecek yöntemdir. Eğer bir yaralanma yok ise, bu yöntem yetersiz kalıyor ise veya yaralanma aynı omurga bölgesinde birden fazla segmenti etkiliyor ise eklem hareket genişliği modeli kullanılır. Yaralanma modeli nörolojik kayıp varlığına, kırık, dislokasyon ve hareket segmenti bütünlüğüne dayanır. Birden fazla omurga bölgesi etkilenmiş ise her biri ayrı ayrı değerlendirilir, kişinin engel oranını hesaplamak için Balthazard Hesaplama Tablosundan yararlanılır (Ek.3). Yaralanma bulgularına kortikospinal yol bulguları da eşlik ediyor ise spinal kord lezyonları ile ilgili tablolar kullanılır (Bölüm 4). Bu değerlendirme için engel kalıcı ve stabil olmalı, son 12 ayda değişiklik olmamalıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda; yaralanma omurgaya ilişkin olup kazanın meydana geldiği tarih ile hükme esas alınan sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarih arasında 12 aylık süre geçmemiştir. Bu nedenle hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmeden alınan rapora itibar edilerek karar verilmesi doğru değildir.

Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının yeniden muayenesi yapılarak kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi amacıyla kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve ekindeki Erişkinler İçin Engelli Sağlık Kurulu Raporları Engel Oranları Alan Kılavuzunun Omurgaya Ait Sorunlarda Engellilik bölümünün 1-1.1 Yaralanma Modeli Veya Tanı İlişkili Değerlendirme kısmına göre yukarıda açıklandığı şekilde yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 nci maddesinde “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” hükmü yer almaktadır.

Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü fıkrasında (19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 6 ncı maddesi ile eklenen) “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” düzenlemesi mevcuttur.

Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 17/2 nci maddesi ise “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir.

Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13 ve 17 nci maddeleri gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Değerlendirme bölümünün (2) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.