Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/2560 E. 2021/1857 K. 27.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2560
KARAR NO : 2021/1857
KARAR TARİHİ : 27.05.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Başvuru sahibi(davacı) … vekili Av. … tarafından, karşı taraf(davalı) Güneş Sigorta A.Ş. aleyhine 16.09.2019 tarihli dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine hakem heyeti tarafından yapılan inceleme sonunda başvurunun usulden reddine dair karara başvuru sahibi(davacı) vekilince itiraz edilmesi üzerine; itiraz hakem heyetince uyuşmazlık dosyasından el çekilmesine dair verilen kararın başvuru sahibi(davacı) vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

K A R A R

Başvuru sahibi (davacı) vekili, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, davalıya yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını açıklayıp fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf (davalı) vekili, talebin reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun usulden reddine karar verilmiş, karara karşı itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, uyuşmazlık dosyasından el çekilmesine karar verilmiş, karar, başvuru sahibi(davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Başvuru sahibi (davacı) vekili, meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp zarara neden olan aracın trafik sigortacısından tazminat istemi ile Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmuş, Hakem heyetince; tahkim davasından önce sigorta şirketine başvuru şartının usulüne uygun yerine getirilmediği, davacı tarafça başvuru sırasında sunulan maluliyet raporunun usulüne uygun olmadığı, bu hususun özel bir dava şartı olduğu gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmiş, anılan karara davacı tarafça itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince 27.04.2020 tarihli karar ile; yargı merci görevlendirmesi olmaksızın davacının tek taraflı başvurusu ile alınan maluliyet raporuna sigorta şirketince itiraz edildiğinden bu raporun esas alınarak karar verilemeyeceği, bu nedenle Hakem Heyetince davacıya, usulüne uygun maluliyet raporu alınması için süre verilmesi gerekirken başvurunun usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu ancak itiraz aşamasında karar verme süresinin iki ay olup bu sürenin 23.05.2020 tarihinde
dolacağı, bu nedenle yeni bir maluliyet raporu alınması ve sonra dosyanın aktüer bilirkişisine tevdi ile rapor alınmasının bu süre içinde mümkün olmadığı, Hakem Heyetince yeni rapor alınmak için süre vermek yerine başvurunun reddine karar verilmesi hatalı ise de bu eksikliğin giderilmesinin itiraz aşamasında süre yönünden mümkün görülmediği gerekçesi ile esası hakkında bir hüküm ve karar verilmesine yer olmadığına, dosyadan el çektirilerek dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesine, tarafların genel mahkemelere başvurmakta serbest olmalarına karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 116. maddesinde dava şartlarla, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiştir. Dairenin yerleşmiş içtihatlarına göre başvuru şartına ilişkin bu eksiklik, tamamlanabilir bir dava şartıdır. (HMK 115/2)
İtiraz Hakem Heyetinin, başvurunun usulden reddi yerine yeni bir rapor alınmak üzere davacı tarafa süre verilmesi gerektiğine ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak anılan eksikliğin giderilmesi için tahkim yargılaması bakımından öngörülen sürenin dolacağı gerekçesi ile davacıya süre verilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Zira tahkim yargılaması için düzenlenen sürenin geçirilmesinde davacıya yüklenecek bir kusur bulunmamaktadır. Hakem heyetince davacıya süre verilerek anılan eksiklik giderilmek yerine yazılı şekilde karar verilmekle, yargılama için düzenlenen süre, davacının elinde olmayacak şekilde işlemsiz geçirilmiştir. Hakem heyetince yapılan bu eksikliğin sonuçlarına davacının katlanmasını beklemek hakkaniyete uygun düşmemektedir.
Diğer taraftan Hakem heyetince yapılan bu eksikliğin İtiraz Hakem Heyetince giderilmesi gerekli ve mümkünken; İtiraz Hakem Heyetince henüz sürenin dolup dolmayacağı belli olmadığı halde sürenin dolacağı ihtimalinden hareketle dosyadan el çekilmesine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Kaldı ki, itiraz yargılaması aşamasında, henüz karar verilmeden önce, davacı vekilince 16.03.2020 tarihli dilekçe ile, davalının itirazında belirttiği, kaza tarihinde geçerli yönetmeliğe uygun rapor alındığı belirtilmiş, anılan rapor dilekçe ekinde sunulmuştur.
Açıklanan tüm bu nedenlerle, davacı vekilince sunulan maluliyet raporunun usulüne uygunluğu ve karar vermeye elverişliliği ve yeterliliği denetlenerek, itiraz edilmesi veya usulüne uygun olmadığının kabul edilmesi halinde kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun maluliyet raporu alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere İtiraz Hakem heyeti kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.