Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/25506 E. 2023/3875 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/25506
KARAR NO : 2023/3875
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/759 – 2021/759
SAYISI : 2021/İHK-32400
HÜKÜM/KARAR : İtirazın kısmen kabulü-Başvurunun kısmen kabulü
SAYISI : K-2021/80559

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın kısmen kabulü ile başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

… kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesine bağlı oluşan 09.08.2018 tarihli tek taraflı trafik kazası sonucunda aynı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını ve sürekli iş gücü kaybının oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 07.06.2021 tarihli bedel artırım dilekçesiyle talebini 217.728,00 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; eksik evrak nedeniyle başvurunun usulden reddi gerektiğini, maluliyet tespitinin hatalı olduğunu, kusur tespiti yapılması gerektiğini, davacı tarafa yeterli ödeme yapıldığını, avans faizi talebinin haksız olduğunu ve davacı lehine 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazadaki tam kusuru ve davacı tarafından sunulan 06.10.2020 tarihli rapordaki % 33 maluliyet oranı üzerinden, aktüer raporu ile tazminatın TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre usulünce hesaplandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 217.728,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 22.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve 23.690,96 TL tam-nisbi vekâlet ücretinin davalı … şirketinden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili itiraz dilekçesinde; hükme esas alınan maluliyet raporunun ilgili yönetmeliğe uygun olmadığını, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulama yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğini, davacı tarafa yeterli ödeme yapıldığını, ıslah dilekçesinin tebliğ edilmemesinin hatalı olduğunu, faiz talebinin haksız olduğunu, davacı lehine vekalet ücretine tarifeye göre belirlenen ücretin 1/5’i oranında hükmedilmesi gerektiğini belirterek Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan maluliyet raporunun karara esas alınmasında usulsüzlük görülmediği, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulama yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğini, nispi tam vekalet ücretine hükmedilmesinin uygun bulunduğu gerekçeleri ile davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile başvurunun kısmen kabulüne, 154.708,98 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 22.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve 18.657,35 TL tam-nisbi vekâlet ücretinin davalı … şirketinden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; hükme esas alınan hesaplama yönteminin hatalı olduğunu, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğini belirterek … kararının bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; hükme esas alınan maluliyet raporunun ilgili yönetmeliğe uygun olmadığını, davalı tarafa yeterli ödeme yapıldığını ve TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1.8 teknik faiz uygulama yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğini, ıslah tarihinden itibaren yasal faize karar verilmesi ve vekalet ücretine 1/5’i oranında hükmedilmesi gerektiğini belirterek … kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe:
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (…) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85, 89, 90 ve 91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 17 nci maddesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme
1. Trafik kazası sonucu bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak iş gücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir tespit olduğundan gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle yapılan bilimsel çalışmalar sonucu “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi ve yargı mercileri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından Dairemizce de tazminata esas bakiye … sürelerinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılmasının uygun olacağına karar verilmiştir.

Öte yandan Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararıyla KTK’nın 90 ıncı maddesindeki Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (…) Genel Şartlar’a yapılan atıf hükmü iptal edilmiştir. Söz konusu iptal kararı sonrası, … Genel Şartlar ve ekindeki cetvellerle getirilen ve iş gücü kaybı tazminatının hesaplanmasında uygulama alanı bulan %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülünün uygulanması artık mümkün değildir. Tazminatın, %1,8 teknik faiz uygulanmadan, Yargıtayın yerleşik uygulamaları ile kabul edilen progresif rant formülü kullanılarak hesaplanması gerekir.

Somut olayda; davacının hak kazanabileceği iş gücü kaybı tazminatının hesaplanması için Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan aktüer raporuna göre TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi uyarınca 217.728,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığı, bu karara karşı davalı tarafın itirazı üzerine … tarafından TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre ve % 1,8 teknik faiz uygulanarak 154.708,98 TL tazminat hesabının yapıldığı ve bu hesaplama yöntemine göre karar verildiği anlaşılmaktadır. Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği, hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılması yerinde olmakla birlikte %1,8 teknik faiz ve işleyecek devre bakımından “devre başı ödemeli belirli süreli rant” yönteminin kullanılması doğru olmamıştır.

Açıklanan nedenlerle; davacı için TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından progresif rant formülü kullanılmak suretiyle tazminatın belirlenmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle yazılı biçimde karar verilmesi davacı taraf yararına … kararının bozulmasını gerektirmiştir.

2. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından varsa geçici iş göremezlik süresi ile sürekli iş göremezlik oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastanelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıkları ve benzeri kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre sağlık kurulu raporu alınmalıdır.

11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ilâ 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ilâ 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 ilâ 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik ve 20.02.2019 tarihinden sonra ise Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yürürlükte olduğundan kaza tarihinde geçerli mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu düzenlenmelidir.

Somut olayda; eldeki davada kazanın, 09.08.2018 tarihinde meydana geldiği, hükme esas alınan İstanbul Sultan 2. Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 06.10.2020 tarihli raporun kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmediği ve davaya konu trafik kazası ile maluliyet arasında illiyet bağının açık ve anlaşılır şekilde kurulmadığı anlaşılmıştır.

Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince; davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun ve davaya konu trafik kazası ile davacının maluliyeti arasında illiyet bağının açık ve anlaşılır şekilde kurulması suretiyle yukarıda açıklandığı üzere yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3. Sigorta tahkim yargılamasında hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili olarak;
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 nci maddesinde “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” hükmü yer almaktadır.

Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü fıkrasında (19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 6 ncı maddesi ile eklenen) “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” düzenlemesi mevcuttur.

Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 17/2 nci maddesi ise “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir.

Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT’nin 13 ve 17 nci maddeleri gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücretine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

4. Bozma ilamının kapsam ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün; (1) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının davacı yararına, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının davalı yararına BOZULMASINA,

2. Değerlendirme bölümünün (4) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle bozma ilamının kapsam ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı ve davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.