Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/25471 E. 2023/3959 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/25471
KARAR NO : 2023/3959
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/689 D.İş, 2021/689 K.
SAYISI : İHK-2021/28889
HÜKÜM/KARAR : Taraf vekillerinin itirazının reddi/ Başvurunun kabulü
SAYISI : K-2021/74476

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda, Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Karara taraf vekilleri tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince taraf vekillerinin itirazının reddine karar verilmiştir.

… kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan aracın yaya olan davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını ve malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … şirketine başvuru tarihi olan 19.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilin talep etmiş; yargılama sırasında bedel arttırım dilekçesi ile dava değerini 118.584,26 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı … şirketine eksik evrakla başvuru yapıldığından usulüne uygun bir başvurudan söz edilemeyeceğini, davacı tarafından dosyaya sunulan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediğini, tazminat tutarının hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve % 1,8 teknik faizin esas alınması gerektiğini, tarafların kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, başvurana Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veyahut gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini ve davacıya yararına takdir edilecek vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biri olması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu kaza nedeniyle olay tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre davacının % 26,5 oranında malul kaldığını tespit edildiği, dosyaya sunulan Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 04.01.2019 tarihli kusur raporunda sigortalı araç sürücü Beray Kuzey’in asli, davacı yaya …’ın tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, 11.052021 tarihli aktüer raporda TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi ile birlikte % 75 kusur oranına göre davacının sürekli iş göremezlik zararının 118.584,26 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle başvurunun kabulü ile 118.584,26 TL tazminatın 14.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
1. Davacı vekili itiraz dilekçesinde; 19.06.2019 tarihinde karşı tarafa başvuruda bulunduğunu, bu sebeple temerrüt tarihinin 28.06.2019 olduğunu, bu nedenle faizin bu tarihten itibaren işletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili itiraz dilekçesinde; eksik evrakla yapılan başvurunun usulden reddi gerektiğini, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu, maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte ola yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediğini, aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 Yaşam Tablosu ve % 1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veyahut gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, faizin yasal faiz olması gerektiğini ve Komisyon’a başvuru tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, kusur oranının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, rapor ücretinin teminat dışı olduğunu ve davacı vekili lehine hükmedilen vekâlet ücretinin Asliye Hukuk Mahkemeleri için hesaplanacak vekâlet ücretinin 1/5’i oranında olması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında belirtilen evraklar ile davalı … şirketine başvuru yapıldığı eksik evrakla başvuru yapıldığı itirazının bu nedenle yerine olmadığı, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan maluliyet raporunun 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği, söz konusu raporun, kaza ile zarar arasındaki illiyet bağını kurar mahiyette olup, ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu, davalı … şirketinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 98 inci maddesi kapsamındaki sağlık hizmetlerinden olmayan ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderleri tazminatından sorumluluğunun bulunduğu, Yargıtay kararları ile TRH 2010 Yaşam Tablosu ve ayrıca progresif rant yönteminin uygulanması içtihat edildiğinden davalı tarafın hesaplama yöntemine ilişkin itirazının yerinde olmadığı, dava konusu trafik kazasının bir iş kazası olduğuna dair dava dosyasında bir bilgi ve belge olmadığı gibi, davacının çalıştığına dair bir ücret bordrosu da sunulmadığı, davacı başvuru sahibinin KTK’nın Trafik Kanunu’nun 99/1 inci maddesi uyarınca davalı … şirketine zararının tazmini için başvurusundan itibaren 8 gün geçmekle, sigorta şirketinin tazminat borcunun tamamı için temerrüde düştüğü, dosyaya sunulu Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 04.01.2019 tarihli raporunun denetime elverişli olduğu anlaşıldığından, yeni bir kusur bilirkişi raporu alınması gerektiği itirazının yerinde olmadığı, itiraza konu kararda rapor ücretine hükmedildiği bu nedenle itirazın yersiz bulunduğu ve davacı için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen nisbi vekalet ücretine hükmedilmesine usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafından davalı … şirketine 19.06.2019 tarihinde başvuruda bulunmuş ise de davalı … şirketinin eksik evrak yazısı üzerine davacı vekili tarafından eksik evrakların ancak 03.02.2020 tarihli yazı ile gönderildiği, başvurunun bu tarihte tamamlandığının ve 8 günlük temerrüt süresinin bu tarihte başladığının kabulü gerektiği, bu nedenle davacı vekilinin temerrüt tarihinin 28.06.2021 tarihi olduğu ve faizin bu tarihten itibaren işletilmesi gerektiğine ilişkin itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin itirazlarının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; eksik evrakla yapılan başvurunun usulden reddi gerektiğini, maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediğini, aktüer bilirkişi raporunda TRH Yaşam Tablosu ve % 1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veyahut gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, rapor ücretinin teminat dışı olduğunu ve davacı vekili lehine hükmedilen vekâlet ücretinin Asliye Hukuk Mahkemeleri için hesaplanacak vekâlet ücretinin 1/5’i oranında olması gerektiğini ileri sürerek … kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (…) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın, davacı yayaya çarpması sonucu davacının yaralanması nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 uncu, 51 inci ve 54 üncü maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun’un (KTK) 85 inci ve 91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesinin on yedinci fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ıncı maddesinin on üçüncü fıkrası, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 17 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, davalı … şirketine KTK’nın 97 inci maddesi uyarınca usulüne uygun başvuru yapılmış olmasına, Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli kararı gereğince davacının zararının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre belirlenmiş olmasının yerinde olmasına, dava konusu trafik kazasının bir iş kazası olduğuna dair dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belge olmamasına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından sürekli iş göremezlik oranının olduğu iddia edilen kşide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre rapor alınması gerekir.

Somut olayda hükme esas alınan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 30.01.2019 tarihli sağlık kurulu raporunda, davacının trafik kazası sonrası meydana gelen diğer bulgularla birlikte zihinsel, ruhsal, davranışsal bozukluğuna bağlı sürekli iş göremezlik oranı % 26,5 olarak hesaplanmış, İtiraz Hakem Heyetince bu rapor hükme esas alınmıştır.

Davacının sürekli iş göremezliğinin dava konusu kaza sonucu oluştuğunun, yani haksız eylem ile illiyet bağı bulunduğunun belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur. Dosya içerisindeki sağlık kurulu raporu hüküm kurmaya elverişli olmayıp eksik inceleme ile karar verilemez.

Bu durumda, davacının fiziksel bulgularının yanında psikiyatrik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakı temin edildikten sonra, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ve yukarıda açıklandığı şekilde yetkili sağlık kurulundan rapor alınmalıdır. Söz konusu raporda; özellikle kazadan sonra oluştuğu belirtilen “Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluk” olarak nitelendirilen rahatsızlık nedeniyle davacıda sürekli iş göremezliğin oluşup olmadığı veya bu bulgunun, sürekli iş göremezlik oranını artırıp artırmadığı, kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, … boyu sürüp sürmeyeceği, sürekli değilse ne kadar devam edeceği hususlarına yer verilerek ve bizzat muayene edilmek suretiyle yukarıda açıklandığı üzere içerisinde psikiyatri uzmanı bulunan yetkili sağlık kurulundan gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp davacı tarafından kararın temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.

3. Sigorta tahkim yargılamasında hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili olark;
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 nci maddesinde “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” hükmü yer almaktadır.

Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Ymetmelik’in 16/13 üncü fıkrasında (19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Ymetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 6 ncı maddesi ile eklenen) “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî ücret Tarifesinde yer alan sliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” düzenlemesi mevcuttur.

Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 17/2 nci maddesi ise “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde Asliye Mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde Asliye Mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarında hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir.

Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT’nin 13 ve 17 nci maddeleri gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Değerlendirme bölümünün (2) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.