Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/2539 E. 2021/2372 K. 03.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2539
KARAR NO : 2021/2372
KARAR TARİHİ : 03.06.2021

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasında İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili başvuru dilekçesinde, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp ıslah ile artırılan 178.020,44 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, talebin reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; talebin reddine karar verilmiş, anılan karara karşı itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazının kabulü ile hakem heyeti kararının kaldırılarak davanın kabulü ile 178.020,44 TL’nin tahsiline karar verilmiş, karar, karşı taraf (davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile kurulan sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 16/12/2019 tarih, 2019/442- 2019/708 sayılı kararının kaldırılarak karşı taraf (davalı) vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeni ile bedensel zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp tazminat talebinde bulunmuştur.
Davacıda oluşan maluliyetin tespitine yönelik olarak alınan raporda, davaya konu kazada davacının sol yanağında 5 cm kesi şeklinde yaralandığı, yapılan psikiyatr muayenesinde major depresyon ve travma sonrası stres bozukluk tanılarının var olduğu, 6 ay psikiyatr ilaç kullandığı, tedaviden kısmen faydalandığı ve tedavinin sonlandığının öğrenildiği, Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma
Gücü Kaybı Oranı Yönetmeliğine göre davacının %33 oranında malul kaldığı bildirilmiş, Hakem Heyetince, kaza sonucu oluşan yaralanmanın mahiyeti ve tanımlanan arazın kapsamına uygun düşmediği, davacıdaki korku ve endişenin tedavi ile düzeltilebilir olduğu ve hayatını sürdürmesini engelleyen nitelikte olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazının kabulü ile hakem heyeti kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı vekilince dosyaya sunulan maluliyet raporunda; davacının travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle tüm vücut fonksiyon kaybı oranı %33 olarak hesaplanmış, davalı vekili, kaza ile davacının psikolojik rahatsızlığı arasında illiyet bağı olmadığını savunmuş, hakem heyetince de bu rapor karara esas alınmayarak talebin reddine karar verilmiştir. Davacının maluliyetinin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağının bulunduğunun belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur. Bu nedenlerle bilirkişi raporu karar vermeye elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda, davacının psikolojik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları dosya arasına getirtildikten sonra, davacının Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesince muayenesi yapılarak (sadece bu somut olaya münhasır olmak üzere maluliyet raporunun ATK 3. İhtisas Dairesince düzenlenmesi), Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Yönetmeliğine göre, kazadan sonra oluştuğu belirtilen psikolojik rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği tespit edilerek sonucuna göre karar verilmek üzere, itiraz hakem heyeti kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de; davacı yararına vekalet ücretine karar verilirken Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 16/12/2019 tarih, 2019/442-2019/708 sayılı kararının KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 03/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.