Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/25340 E. 2022/10157 K. 13.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/25340
KARAR NO : 2022/10157
KARAR TARİHİ : 13.09.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili; mahkemece davalının işleten sıfatı taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, dosyaya gelen belgelere göre davalının kazaya karışan aracın maliki olduğunu, araca ilişkin sigorta poliçesinde de araç maliki lehdar gözüktüğünü, kazada zarar görene yapılan tazminat ödemesi nedeniyle geri ödeme için davalıya yapılan tebligata karşı davalının aracı başkasının işlettiğine dair herhangi bir beyanda bulunmadığını bu nedenle davanın kendisine yöneltildiğini, öncesinden gelen ve uzun yıllar kiralandığına ilişkin geçmişe dönük bir sözleşme ibraz edilmediğini, davaya dayanak trafik kazasının 30/12/2011 tarihinde meydana geldiğini, davalının araç kiralamaya ilişkin dava dilekçesinde ileri sürdüğü Kızıltepe 3. Noterliğinin 07/06/2011 tarih ve 06367 yevmiyeli sözleşmesinin kazadan 6 ay önce düzenlendiğini ve ancak noterden celbi ile haberdar olunduğunu, davalının sigorta poliçesinin tarafı olması nedeni ile yapılan ödemeden sorumlu olduğunu beyanla sigorta şirketi tarafından hak sahiplerine ödenen destekten yoksun kalma tazminatının sürücünün ehliyetsiz olması nedeni ile rücuen tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine karar verilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 07/02/2018 tarih 2015/7145 esas 2018/702 karar sayılı ilamında özetle;”…Şu halde, davacı sigortacı söz konusu davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan âkidine karşı açabilecektir. Husumet kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen gözetilmesi gerekir. Mahkemece dava dışı işleten olarak değerlendirilen … sigorta ettiren olmadığına göre, sözleşmenin tarafı da değildir. Bu durumda mahkemece, davalı …’un taraf sıfatının varlığı gözönüne alınarak tarafların iddia ve savunmaları ile delilleri toplanarak davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.”gerekçesi ile hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde, 33.755,00 TL’nin zarar görenlere ödeme tarihi olan 01/03/2012 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.729,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 13/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.