Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/25300 E. 2023/3320 K. 13.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/25300
KARAR NO : 2023/3320
KARAR TARİHİ : 13.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/711 D.İş – 2021/721
SAYISI : 2021/İHK-24162
HÜKÜM/KARAR : Tarafların itirazlarının kısmen kabulü ile … kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun kısmen kabulüne,
SAYISI : K-2021/59465

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Karara karşı taraf vekilleri tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazların kısmen kabulü ile … kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

… kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04.09.2019 tarihinde davalıya Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (…) Poliçesi ile sigortalı olan aracın davacının sürücüsü olduğu araçla karıştığı trafik kazası sonucu davacının yaralanarak %34.9 oranında malul kaldığını, kadın kuaförü olan davacının uzun süre çalışamadığını, davalıya yapılan başvuruya karşın sonuç alınamadığını belirterek açılan belirsiz alacak davasında 100,00 TL maddi tazminatın 08.01.2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 22.04.2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talebini 243.629,15 TL’ye artırmıştır.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; usule uygun başvuru yapılmaması nedeniyle başvurunun usulden reddi gerektiğini, maluliyetin Adli Tıp Kurumu (ATK) 3. İhtisas Kurulundan rapor alınarak tespiti gerektiğini, kusur raporu alınmasını, hatır taşıması indirimi yapılmasını, geçici iş göremezlik ve tedavi masrafları bakımından müvekkilinin sorumluluğu olmadığını, müterafik kusur indirimi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 02.04.2021 tarihli kusur raporunda davacı ile davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün %50 kusurlu olduklarının belirlendiği, %50 kusur, %34,90 maluliyet oranı, PMF 1931 Tablosu, progresif rant yöntemine göre düzenlenen 15.05.2020 tarihli hesap raporunun benimsendiği, taraf vekillerinin itirazlarının yerinde bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun kabulü ile 243.629,15 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 11.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri itiraz başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İtiraz Sebepleri
1. Davacı vekili itiraz dilekçesinde; %50 kusur oranını kabul etmediklerini, kaza tespit tutanağı ve ceza mahkemesince hükme esas alınan raporla bu oranın çeliştiğini, Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre belirlenen %36 maluliyet oranına göre hesabın yapılmasını, hesaplamanın TRH 2010 Yaşam Tablosu-progresif ranta göre yapılması gerektiğini, davacı bayan kuaförü olup ustalık belgesi ve usta öğreticilik belgesi bulunduğunu, gelirin buna göre belirlenmesi gerekirken asgari ücrete göre hesap yapılmasının hatalı olduğunu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kazanç bilgisi sorgulama ekranından 2014 yılı kuaför sorgulaması neticesi belirlenen emsal kazancın esas alınması gerektiğini ileri sürerek Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili itiraz dilekçesinde; maluliyet raporunun yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunu, müterafik kusur indirimi gerektiğini, hesaplamanın TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre yapılması gerektiğini, tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kusur yönünden çelişkinin giderilmesi için alınan raporda davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında, davacının %25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, %34.9 oran belirten maluliyet raporunun dikkate alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, tarafların hesap yöntemine itiraz ettikleri, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1.8 teknik faize göre hesap yapan ek raporun alındığı, alınan ek raporda TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1.8 teknik faize göre 289.681,97 TL ve TRH 2010 Yaşam Tablosu-progresif ranta göre 390.000,00 TL tazminat hesaplandığı, tarafların ek rapora itiraz ettiği, davacının talebini 390.000,00 TL’ye ıslah ettiği, davacının gelire ilişkin somut kanıt sunmadığı, farazi gelire göre hesap yapılamayacağından davacının gelire ilişkin itirazının reddedildiği, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1.8 teknik faize göre yapılan hesaplamanın hükme esas alındığı, emniyet kemerinin takılı olup olmadığının kaza tespit tutanağında belirsiz olduğu, tam vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle tarafların itirazlarının kısmen kabulü ile … kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle başvurunun kısmen kabulü ile 289.681,97 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 11.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Maluliyet Tespit İişlemleri Yönetmeliği’ne göre belirlenen %36 maluliyet oranına göre hesabın yapılmasını, tazminat hesabının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve -progresif rant yöntemine göre yapılmasını, davacı bayan kuaförü olup ustalık ve usta öğreticilik belgesi bulunduğunu, gelirin de buna göre olması gerekirken asgari ücrete göre hesap yapılmasının hatalı olduğunu, TÜİK kazanç bilgisi sorgulama ekranından 2014 yılı için kuaför sorgulaması neticesi çıkan usta öğretici için oluşturulan emsal kazancın dikkate alınmasını, aktif dönem sonunun 65 yaş olması gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; maluliyet raporunun kaza tarihi itibariyle yürürlükteki yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunu, ATK 3. İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini, %75 kusur oranını kabul etmediklerini, mütearfik kusurun tespiti gerektiğini, tam vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek … kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (…) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı 04.09.2019 tarihli trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı sürücünün uğradığı zarar sebebiyle sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85, 88, 89, 90 ve 91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun (5684 sayılı Kanun) 30 uncu maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 17 nci maddesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme
1. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından sürekli iş göremezlik oranının doğru bir şekilde belirlenmesi zorunludur. Söz konusu belirlemenin, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetince kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılması gerekir.

Somut olayda hükme esas alınan Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 21.09.2020 tarihli sağlık kurulu raporunda, davacının trafik kazası sonrası meydana gelen diğer bulgularla birlikte sağ omuz eklem hareket kısıtlılığı ve travma sonrası stres bozukluğuna bağlı sürekli iş göremezlik oranı %34.9 olarak hesaplanmış, İtiraz Hakem Heyetince bu rapor hükme esas alınmıştır.

Davacının sürekli iş göremezliğinin dava konusu kaza sonucu oluştuğunun, yani haksiz eylem ile illiyet bağı bulunduğunun belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur. 21.09.2020 tarihli raporda, aynı üniversitenin psikiyatri kliniğinde yapılan muayene bulgularında, davacının dış merkezde takipli olup ilaç kullandığı, ilaç kullanımı düzensiz olup ilaçlar ile kısmen düzelmesi olduğu belirtilmektedir. Davacının psikiyatrik tedavisinin devam ettiği anlaşılmakta olup raporda maluliyetin sürekli olup olmadığı konusunda bir belirleme de yapılmamıştır. Dosya kapsamındaki sağlık kurulu raporu hüküm kurmaya elverişli olmayıp eksik inceleme ile karar verilemez.

Bu durumda, davacının fiziksel bulgularının yanında psikiyatrik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakı temin edildikten sonra, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ve yukarıda açıklandığı şekilde yetkili sağlık kurulundan rapor alınmalıdır. Söz konusu raporda; özellikle kazadan sonra oluştuğu belirtilen “travma sonrası stres bozukluğu” olarak nitelendirilen rahatsızlık nedeniyle davacıda sürekli iş göremezliğin oluşup oluşmadığı veya bu bulgunun, sürekli iş göremezlik oranını artırıp artırmadığı, kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, … boyu sürüp sürmeyeceği, sürekli değilse ne kadar devam edeceği hususlarına yer verilerek ve bizzat muayene edilmek suretiyle yukarıda açıklandığı üzere içerisinde psikiyatri uzmanı bulunan yetkili sağlık kurulundan gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekir.

2. Trafik kazası sonucu bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak iş gücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir tespit olduğundan gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle yapılan bilimsel çalışmalar sonucu “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi ve yargı mercileri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından Dairemizce de tazminata esas bakiye … sürelerinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılmasının uygun olacağına karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararıyla KTK’nın 90 ıncı maddesindeki Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (…) Genel Şartlar’a yapılan atıf hükmü iptal edilmiştir. Söz konusu iptal kararı sonrası, … Genel Şartlar ve ekindeki cetvellerle getirilen ve iş gücü kaybı tazminatının hesaplanmasında uygulama alanı bulan %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülünün uygulanması artık mümkün değildir. Tazminatın, %1,8 teknik faiz uygulanmadan, Yargıtayın yerleşik uygulamaları ile kabul edilen progresif rant formülü kullanılarak hesaplanması gerekir.

Somut olayda; davacının hak kazanabileceği iş gücü kaybı tazminatının hesaplanması için … tarafından hükme esas alınan 15.05.2021 tarihli hesap raporunda; PMF 1931 Yaşam Tablosu ve progresif rant esasına göre yapılmış, taraf vekilleri hesaplamanın TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre yapılması gerektiğine ilişkin itirazda bulunmuş; İtiraz Hakem Heyetince TRH Yaşam Tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanarak tazminat hesabının yapıldığı ek rapor uyarınca hüküm kurulmuştur. Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği, hesaplamada TRH Yaşam Tablosu’nun kullanılması yerinde olmakla birlikte %1,8 teknik faiz ve işleyecek devre bakımından “devre başı ödemeli belirli süreli rant” yöntemi kullanılması doğru olmamıştır.

Açıklanan nedenlerle; davacı için, TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre muhtemel bakiye … süresinin belirlenmesi, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından progresif rant formülü kullanılmak suretiyle tazminatın belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

3. 5684 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin (13) numaralı fıkrası ve AAÜT’nin 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak anılan mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.

4. Bozma sebebine göre ve dosya içerisinde ve UYAP ortamında bulunmayan itiraz aşamasında İtiraz Hakem Heyetinin 31.08.2021 tarihli ara kararı uyarınca alınan ek hesap raporu, bu rapora karşı tarafların itiraz dilekçeleri ve davacının itiraz aşamasında sunduğu ıslah dilekçesinin dosya kapsamına alınması gerekli olup, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (1) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … kararının BOZULMASINA,

2. Değerlendirme bölümünün (4) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacı vekili ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya ve davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.