Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/25295 E. 2023/4288 K. 23.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/25295
KARAR NO : 2023/4288
KARAR TARİHİ : 23.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/760 Değişik İş- 2021/768 Karar
SAYISI : İHK-2021/29281
HÜKÜM/KARAR : Davalının itirazının reddi/ Başvurunun kabulü
SAYISI : K-2021/103926

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda, Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.

… kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; zorunlu mali sorumluluk trafik sigorta poliçesi bulunmayan motorsikletin 23.09.2017 tarihinde karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda motorsiklette yolcu olan müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, davalı tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 10,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında talebin ıslah dilekçesi ile 51.311,00 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan ödeme ile sorumluluğun sona erdiğini, dosyaya sunulan maluliyet raporunun mevzuata uygun olmadığını, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını ve mevzuata göre şirket aleyhine karar verilmesi halinde vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde belirlenen tutarın 1/5’i olması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; meydana gelen trafik kazasında davacı tarafından sunulan maluliyet raporunda davacının % 5 oranında sürekli iş göremez olduğunun bildirildiği, davacının zararının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant formülü ile belirlendiği, davalı tarafından ödenen tazminatın yasal faiz ile güncellenmiş peşin değeri düşüldükten sonra hesaplanan bakiye tazminat tutarının 51.311,00 TL olduğu gerekçesiyle başvurunun kabulü ile, 51.311,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 02.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili itiraz dilekçesinde; Güvence Hesabına özgü hususların değerlendirilmediğini, yeterince araştırma yapılmaksızın davalı kurumun sorumluluğuna gidildiğini, davalının sorumlu tutulabilmesi için plakası tespit edilemediği beyan edilen aracın plakasının araştırılmasının zorunlu olduğunu, dosyaya sunulan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediğini, davalı şirkete başvuru esnasında ibrazı zorunlu evrakların sunulmadığını, bu nedenle geçerli bir başvurudan bahsedilemeyeceğini ve davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, sorumluluğu kabul etmemekle birlikte TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1.8 teknik faiz esas alınarak tazminat tutarının belirlenmesi gerektiğini, davalı kurumun başvuran tarafa TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1.8 teknik faiz esas alınarak hesaplanan 38.958,00 TL’nin 20.04.2020 tarihinde ödendiğini, kusur raporu alınmadan davalı kuruma % 100 kusur atfedilerek hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle indirim uygulanması gerektiğini ve davacı yararına fazla vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek … kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada yer alan bilgilerden aracın tescilsiz motosiklet olduğu, ceza soruşturmasında motorsiklet sürücüsünün kusurunun tespit edildiği, bu nedenle kazaya karışan aracın türünün ve plakasının araştırılması gerektiğine ilişkin itirazın yerinde olmadığı, davacı tarafından sunulan maluliyet raporunun olay tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun şekilde kaza ile illiyeti tespit edilerek düzenlendiği, davalıya da tazminat ödemesi için gerekli olan evraklarla başvurulduğu, aktüer bilirkişi raporunun dosya içeriğine uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu, yeterli inceleme içerdiği ve denetime elverişli olduğu, soruşturma dosyasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan kusur raporunda, motosiklet sürücüsünün asli kusurlu, karşı aracın kusurunun bulunmadığının ve başvuranın kask kullanmaması nedeniyle tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, bu nedenle kusurun Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenmiş olduğu, söz konusu raporun denetime elverişli olduğu, kaza tespit tutanağı ile de uyumlu olduğu nazara alındığında davalının yeniden kusur raporu alınması gerektiğine ilişkin itirazının yerinde olmadığı, başvuranın kaskının olmadığının dosya kapsamı ile tespit edildiği, fakat maluliyet raporundan maluliyet oranının kafa yaralanması ile ilgili olmadığının anlaşıldığı, kaskın takılı olup olmaması ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı, dosya içeriğinden taşımanın kimin menfaatine yapıldığına ilişkin belge, sürücü ile başvuran yolcunun akrabalık veya arkadaşlık ilişkisine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davalı tarafından taşımanın başvuran menfaatine olduğunun ispat edilemediği, bu nedenlerle hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmamasında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı, davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen vekalet ücretine hükmedilmesinin kanuna ve mevzuata uygun olduğu gerekçeleriyle davalının itirazlarının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; … kararına karşı yaptığı itiraz başvurusunda bildirdiği sebepler ile … kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 51 ve 54 üncü maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85, 87, 89, 90 ve 91 inci maddeleri, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin on üçüncü fıkrası, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 17 nci maddesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. KTK’nın 87 nci maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla TBK’nın 51 inci maddesi uyarınca hatır için karşılıksız yolcu taşıma veya aracı kullandırmada genel hükümlere göre tazminattan uygun bir indirim yapılması, doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiştir.

Hatır için yolcu taşıma veya aracı kullandırmadan söz edebilmek için, ölen veya yaralananın bir menfaat karşılığı olmaksızın taşınması veya aracın kullanılması, diğer bir deyişle taşıma veya kullanmada yalnızca ölen veya yaralananın menfaatinin bulunması gerekir. Bu nedenle taşıma veya kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir menfaatinin bulunması hâlinde hatır taşımasından söz edilemez. Bu bakımdan hatır ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma veya kullanmanın kimin menfaatine olduğunun belirlenmesi önemlidir. Taşıma veya kullandırma, ekonomik yarar için olabileceği gibi ortak toplumsal değerler nedeniyle de olabilir. Ancak yakın akrabaların ve eşin taşınmasında bir menfaatten söz edilemeyeceği için hatır için taşımadan da bahsedilemez. Hâkim, gerekçesini kararında tartışmak ve nedenlerini göstermek koşuluyla tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda da değildir.

Somut olayda; davalı vekilince başvuruya cevap ve itiraz dilekçelerinde hatır için taşıma def’inde bulunulmuştur. Davacının, kazaya karışan ve zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan motorsiklette yolcu olarak bulunduğu ve sürücü ile arkadaş oldukları sabit olup davacının taşıma için arkadaşına ücret ödemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu kabul edilmelidir. Bu durumun aksi ispat edilemediğinden davalı sigorta şirketinin süresinde yapılan hatır için taşıma savunmasına itibar edilerek TBK’nın 51 inci maddesi gereğince Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

3. Sigorta tahkim yargılamasında hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili olarak;
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 nci maddesinde “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” hükmü yer almaktadır.

Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü fıkrasında (19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 6 ncı maddesi ile eklenen) “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” düzenlemesi mevcuttur.

Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 17/2 nci maddesi ise “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir.

Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13 ve 17 nci maddeleri gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Değerlendirme bölümünün (2) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.