Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/25278 E. 2023/4044 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/25278
KARAR NO : 2023/4044
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/640 Değişik İş – 2021/687 Karar
SAYISI : 2021/İHK-23042
HÜKÜM/KARAR : Kabul/İtirazın Reddi
SAYISI : K-2021/67333

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiştir.

… kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan aracın 17.08.2019 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucunda araçta yolcu olan davacının yaralandığını ve malul kaldığını, davalı tarafından yapılan ödemenin zararı karşılamadığını belirterek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107 nci maddesi gereğince 5.000 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili bedel arttım dilekçesi ile dava değerini 116.620,35 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili tarafından 01.06.2020 tarihinde davacıya ödeme yapıldığını ve ibraname imzalandığını, müvekkilinin poliçeden kaynaklanan tüm yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davacının fiili muayenesi yapılmadan maluliyet raporu düzenlendiğini, davacı tarafından tek taraflı olarak alınan raporun hükme esas alınması mümkün olmadığından davacının maluliyetinin Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının zararının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz esas alınarak belirlenmesi gerektiğini, müvekkili tarafından yapılan ödemenin güncellenerek mahsup edilmesi gerektiğini, davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, avans faizi talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından sunulan maluliyet raporunda davacının %20 sürekli maluliyeti olduğunun, iyileşme süresinin 6 ay olduğunun ve 30 gün bakıcıya ihtiyacı olduğunun tespit edildiği, davacının zararını TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre belirleyen bilirkişi raporuna itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle başvurunun kabulü ile 116.620,35 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 16.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili, davacı tarafından sunulan maluliyet raporunun hükme esas alınamayacağını, müvekkili tarafından medikal firmadan alınan maluliyet raporunda davacının maluliyetinin daha düşük belirlendiğini, davacının maluliyetinin tüm tedavi belgeleri incelenerek Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiğini, hesaplamada progresif rant yönteminin esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, %1,8 teknik faizin esas alınması gerektiğini, hesaplanan tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, davacı yararına fazla vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek usul ve yasaya aykırı olan … kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından sunulan maluliyet raporunun üniversite hastanesi tarafından davacının muayenesi yapılarak ve olay tarihindeki yönetmeliğe uygun olarak düzenlendiğini, hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, Yargıtay içtihatları uyarınca progresif rant yönteminin esas alınması gerektiği, kaza tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının belirlenmediği, davalı tarafından bu hususu ispatlayan somut delil sunulmadığı, davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davalının itirazının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan … kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucunda araçta yolcu olan davacının yaralanmasından kaynaklanan bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 51 ve 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85, 89, 90 ve 91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 17 nci maddesi, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin (13) numaralı fıkrası, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli iptal kararı gereğince davacının zararının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre belirlenmesinin yerinde olmasına, dosya kapsamında davacının müterafik kusurlu olduğuna ilişkin somut delil bulunmaması ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından varsa geçici iş göremezlik süresi ile sürekli iş göremezlik oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirleme için ise bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastanelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıkları ve benzeri kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre sağlık kurulu raporu alınmalıdır.

Davaya konu kazanın meydana geldiği 17.08.2019 tarihinde Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yürürlüktedir. Bu Yönetmelik’in ekinde yer alan “Özür Oranları Cetveli”nin “Omurgaya Ait Sorunlarda Engellilik” başlıklı 1 inci maddesinin “Yaralanma Modeli veya Tanı İlişkili Değerlendirme” başlıklı 1-1.1 inci maddesinde “… Bu değerlendirme için engel kalıcı ve stabil olmalı, son 12 ayda değişiklik olmamalıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda; yaralanma omurgaya ilişkin olup kazanın meydana geldiği tarih ile hükme esas alınan sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarih arasında 12 aylık süre de geçmemiştir. Bu nedenle hastada iyileşmenin durduğu, son 12 aydır herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmeden alınan rapora itibar edilerek karar verilmesi doğru değildir.

Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının yeniden muayenesi yapılarak kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi amacıyla kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve ekindeki özür oranları cetveline göre yukarıda açıklandığı üzere yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

2. Sigorta tahkim yargılamasında hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili olarak;
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 nci maddesinde “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” hükmü yer almaktadır.

Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü fıkrasında (19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 6 ncı maddesi ile eklenen) “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” düzenlemesi mevcuttur.

Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 17/2 nci maddesi ise “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir.

Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13 ve 17 nci maddeleri gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Değerlendirme bölümünün (2) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi