Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/25272 E. 2023/4042 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/25272
KARAR NO : 2023/4042
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/725 E., 2021/769 K.
SAYISI : 2021/İHK-26590
HÜKÜM/KARAR : Kabul/İtirazın Reddi
SAYISI : K-2021/91907

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiştir.

… kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; olay tarihi olan 17.11.2020 tarihinde zorunlu mali sorumluluk sigortası (…) bulunmayan traktör ile davacıların oğlu olan … ‘ın sevk ve idaresindeki motosikletin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında … ‘ın vefat ettiğini, davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, davalı tarafından yapılan ödemenin zararı karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere … için 50,00 TL, … için 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 30.06.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini … için 62.122,00 TL’ye, … için 53.520,00 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 97 nci maddesi gereğince başvuru şartının yerine getirilmediğini, davacılara ibraname karşılığında ödeme yapıldığından müvekkilinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, öncelikle ibranamenin iptali şartlarının mevcut olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacıların zararının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz esas alınarak hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğundan meydana gelen kazada kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, desteğin kaza sırasında kask takmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile meydana gelen kazada sigortası bulunmayan traktör sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant formülü esas alınarak davacıların bakiye zararını belirleyen bilirkişi raporuna itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle başvurunun kabulü ile … için 62.122,00 TL, … için 53.520,00 TL olmak üzere toplam 115.642,00 TL’nin 08.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili, hesaplamanın TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiğini, müvekkili tarafından ödeme yapıldığından ve yapılan ödeme yeterli olduğundan KTK’nın 111 inci maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, hesaplanan tazminattan sürücü belgesiz araç kullanılması ve kask takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacılar yararına fazla vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek usul ve yasaya aykırı olan … kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hesaplamanın Yargıtay uygulamasına uygun olduğu, bilirkişi raporundaki hesaplama dikkate alındığında ödemenin yeterli olmadığının açık olarak anlaşıldığını, kaza tespit tutanağında kask durumunun belirsiz olarak işaretlendiği, müteveffanın kask takmadığı hususunun davalı tarafından ispat edilemediği, ehliyetsiz araç kullanmanın KTK’da öngörülen yaptırımlara gerekçe olabileceği, ancak bu durumun zararın doğmasında ya da artmasında etkili olamayacağı, davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretine hükmedilmesine usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, müvekkiline usulüne uygun başvuru yapılmadığından başvurunun usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, hesaplama yapılırken TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faizin esas alınması gerektiğini, bilirkişi tarafından ödeme tarihindeki verilere göre ödemenin zararı karşılayıp karşılamadığının tespit edilmediğini, oysa müvekkili tarafından yapılan ödemenin yeterli olduğunu, hesaplanan tazminattan sürücü belgesiz araç kullanılması ve kask takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, anne ve babadan ayrı ayrı yetiştirme gideri düşülmesi gerektiğini, kusur raporunun denetime elverişli olmadığını, davacılar yararına fazla vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek usul ve yasaya aykırı olan … kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, zorunlu mali sorumluluk sigortası olmayan araç ile davacıların oğlunun sevk ve idaresindeki motosikletin karıştığı trafik kazası sonucunda davacıların oğlunun ölmesinden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 49, 51, 52 ve 53 üncü maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 78, 85, 89, 90 ve 91 inci maddeleri, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 150 nci maddesi, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendi ile 30 uncu maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 17 nci maddesi, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin (13) numaralı fıkrası, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, davalıya başvuru sırasında zararın tespiti için gerekli evrak ile başvurulmasına, Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli iptal kararı gereğince davacının zararının TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre belirlenmesinin yerinde olmasına, desteğin annesi olan davacı …’nin çalışmaması nedeniyle yetiştirme gideri düşülmemesinin isabetli olmasına, hükme esas alınan kusur raporunun ayrıntılı ve gerekçeli olması ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı sigorta şirketince davacıya dava tarihinden önce yeterli ödeme yapıldığı, davacının bakiye zararının bulunmadığı ileri sürülmüştür.
Buna göre yapılacak iş; ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri (ödeme tarihindeki asgari ücret vs. gibi ) dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile bu tutar yönünden de hatır taşıması ve müterafik kusur sebebi ile indirim yapılması gerekip gerekmediğinin tartışılarak, indirim yapılması gerekiyorsa bu tutardan gereken indirimler yapıldığında ortaya çıkan miktar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak ödemenin yeterli olup olmadığının araştırılması; ödemenin yeterli bulunması halinde davacının bakiye zararı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi, şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez hakem heyetince yazılı olduğu şekilde davacı tarafından kararın temyiz edilmediği ve davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek tazminat hesaplanmalı, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmeli, bulunacak tutar yönünden de hatır ve müterafik kusur sebebi ile indirim yapılması gerekip gerekmediğinin tartışılarak, indirim yapılması gerekiyorsa bu tutardan gereken indirimler yapıldığında ortaya çıkan miktara karar verilmesi gerekmektedir.
Hakem Heyeti’nin karara esas aldığı bilirkişi raporunda, anılan biçimde herhangi bir hesaplama yapılmamış; yalnızca hesap tarihindeki verilere göre hesaplanan bedelden, davalı ödemelerinin güncel değerlerinin düşülmesiyle yetinilmiştir. Rapor bu yönden karara esas almaya elverişli olmadığından bu rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3- TBK’nın 52 nci maddesi uyarınca zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış (müterafik kusur hâli söz konusu) ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından bu yönde bir savunma olmasa da resen dikkate alınması gerekir.
KTK’nın 78 inci ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 150 nci maddesi ve eki Cetvel uyarınca; bisiklet, elektrikli bisiklet, motorlu bisiklet ve motosikletlerde sürücülerin koruma başlığı ve koruma gözlüğü, yolcuların ise koruma başlığı (kask) takması zorunludur. Müteveffanın motosiklette seyahat etmesine rağmen koruma başlığı (kask) takmaması nedeniyle zararın artmasında katkısının bulunduğu, dolayısıyla müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine dair davalının savunması İtiraz Hakem Heyetince kabul edilmemiştir.
Somut olayda; davacıların desteğinin trafik kazası sonucu öldüğü ve koruyucu başlık (kask) takmadığı hususu, kazaya ilişkin soruşturma evrakı içerisindeki tutanaklar ile sabittir. Zira soruşturma dosyası arasında bulunan ölü muayene tutanağında davacıların desteğinin kaza nedeniyle baş ve yüz bölgesinde çok fazla yaralanma olduğu, sağ kulak kepçesinin de yerinden kopmuş olduğu kayıtlıdır. Buna göre; davacıların desteğinin koruyucu başlık (kask) takmaması nedeniyle zararın artmasında katkısının bulunduğu gözetilerek TBK’nın 52 nci maddesi gereğince Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

4. Sigorta tahkim yargılamasında hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili olarak;
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 nci maddesinde “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” hükmü yer almaktadır.
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü fıkrasında (19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 6 ncı maddesi ile eklenen) “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” düzenlemesi mevcuttur.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 17/2 nci maddesi ise “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla bu Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13 ve 17 nci maddeleri gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Değerlendirme bölümünün (2), (3) ve (4) numaraları bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.