Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/25241 E. 2023/3352 K. 13.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/25241
KARAR NO : 2023/3352
KARAR TARİHİ : 13.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/781 E., 2021/788 K.
SAYISI : 2021/İHK-30342
HÜKÜM/KARAR : Kabul/İtirazın Kabulü ile Başvurunun Kısmen Kabulü
SAYISI : K-2021/83334

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın kabulüne, … kararının kaldırılmasına, başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

… kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan aracın 17.12.2019 tarihinde yaya olan müvekkiline çarpması sonucunda müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını belirterek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107 nci maddesi gereğince 4.900,00 TL sürekli iş göremezlik ve 100,00 TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili bedel arttırım dilekçesi ile dava değerini 88.662,00 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının usule aykırı olduğunu, dosyaya sunulan maluliyet raporunun Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e aykırı olduğundan dava şartının yerine getirilmediğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderinin poliçe kapsamı dışında olduğunu, müvekkilinin sigortalı araç sürücünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle davalıya Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) gelir bağlanıp bağlanmadığının tespiti gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından sunulan maluliyet raporunda davacının %5 oranında sürekli maluliyeti olduğunun tespit edildiği, sigortalı araç sürücünün kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğu, davacının zararının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre belirlendiği gerekçesiyle başvurunun kabulü ile 88.662,00 TL tazminatın 22.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili, hükme esas alınan maluliyet raporunun yönetmeliğe uygun düzenlenmediğini, müvekkilinin geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderinden sorumluluğu olmadığını, davacının zararının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiğini, ceza soruşturma dosyasında uzlaşma sağlanıp sağlanmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacı yararına fazla vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek usul ve yasaya aykırı olan … kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından sunulan maluliyet raporunun üniversite hastanesi tarafından, olay tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre ve davacının bizzat muayenesi yapılarak düzenlendiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi kapsamında tedavi gideri niteliğinde olmayan geçici bakıcı giderinden davalının sorumlu olduğu, dosya kapsamından uzlaşmanın sağlanamadığının anlaşıldığı, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin itirazının reddine karar vermek gerektiği, ancak davacının zararının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiği, bu hususta heyetçe alınan bilirkişi raporuna itibar edilmesi gerektiği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinde Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in dikkate alınması gerektiği, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin itirazının kabulüne, … kararının kaldırılmasına, başvurunun kısmen kabulü ile 51.194,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 22.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faizin esas alınmasının hatalı olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli kararı ve Yargıtay içtihatları gereğince davacının zararının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant formülü esas alınarak belirlenmesi gerektiğini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde belirlenen vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, … kararının yerinde olmadığını ileri sürerek usul ve yasaya aykırı olan … kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan aracın davacı yayaya çarpması sonucunda davacının yaralanmasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370, 371 inci maddeleri ve 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54 üncü maddesi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanun’un 48 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Türk Hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tabi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür.
MÖHUK’un 48 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca; Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.
Öte yandan HMK’nun 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi uyarınca teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi dava şartlarındandır. Bu itibarla İtiraz Hakem Heyetince verilen kesin süre içinde teminat yatırılmaz ise anılan hüküm uyarınca dava şartı eksikliğinden dava reddedilir.
MÖHUK’un 48 inci maddesinin ikinci fıkrasında ise “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre hâkim, yabancı davacının vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir.
Söz konusu anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup anılan Sözleşme’nin 17 nci maddesinde âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı Suriye uyruklu olup dosya kapsamından İtiraz Hakem Heyetince başvurucunun teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
MÖHUK’un 48 inci maddesinin ikinci fıkrasında, dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden öngörülen teminat hususu resen gözetilmelidir.
Bu sebeple İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle davacının statüsü belirlenerek teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa teminatın yatırılması için kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması hâlinde istemin usulden reddine, yatırılması hâlinde ise dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken doğrudan işin esasına girilmesi doğru değildir.

2. Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının BOZULMASINA,

2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.