Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/2519 E. 2021/2367 K. 03.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2519
KARAR NO : 2021/2367
KARAR TARİHİ : 03.06.2021

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davasında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın karşı taraf (davalı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Başvuru sahibi (davacı) vekili, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp 127.070,36 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf(davalı) vekili, talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 127.070,36 TL’nin tahsiline karar verilmiş; karara karşı itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem heyetince davalı vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
1982 T.C. Anayasasının 26. ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 27.maddesi uyarınca, taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez.
Yine HMK’nin 280 maddesi hükmüne göre “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.” Bilirkişi rapor örneğinin taraflarca okunup değerlendirilebilmesi, varsa itirazlarını dile getirebilmeleri ya da belirsizlik gösteren hususlar hakkında açıklama yapılmasını temin amacıyla veya yeni bilirkişi incelemesini talep edebilmeleri için taraflara tebliğ edilmesi zorunluluğu öngörülmüştür.
Somut olayda hakem heyetince, aktüer bilirkişi raporunun davalıya tebliğ edilmeden, rapora itiraz etme veya beyanda bulunma hakkı verilmeden karara esas alındığı anlaşılmış, böylece Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak davalı aleyhine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Buna göre hakem heyetince, karara esas alınan raporun davalı vekiline tebliğ edilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de;
Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyeti tarafından, başvurunun kabulüne ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 16.021,68 TL vekalet ücretine karar verilmiştir.
Sigortacılık Kanununun 30. maddesinin 17. fıkrası ve 19/01/2016 tarihli, 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasında vekalet ücretine ilişkin düzenleme getirilmiştir. Buna göre somut olayda, hakem heyetince davacı yararına vekalet ücretine karar verilirken Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 03/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.