Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/24875 E. 2023/3347 K. 13.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/24875
KARAR NO : 2023/3347
KARAR TARİHİ : 13.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/767 Değişik İş – 2021/773 Karar
SAYISI : 2021/İHK-30910
HÜKÜM/KARAR : Ret/İtirazın kabulü ile başvurunun usulden reddine
SAYISI : K-2021/114551

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun reddine karar verilmiştir.

Karara davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın kabulüne, … kararının kaldırılmasına, başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.

… kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan aracın 12.06.2020 tarihinde yaya olan müvekkiline çarpması sonucunda, müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını belirterek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107 nci maddesi gereğince şimdilik 5.100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 1.250,00 TL rapor ücretinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının başvurusu üzerine müvekkili tarafından hasar dosyası açıldığını, yapılan medikal incelemede davacının yaralanmasının sürekli maluliyete neden olmayacağının belirlendiği, davacı tarafından alınan tek taraflı rapor ile müvekkili tarafından alınan medikal raporun çelişkili olması nedeniyle çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı tarafından sunulan maluliyet raporunun olay tarihinde yürürlükte olmayan yönetmelik hükümleri esas alınarak düzenlenmesi nedeniyle, olay tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre davacının dava konusu kaza nedeniyle illiyeti mevcut olan maluliyet oranın belirlenmesi için adli tıp uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alındığı, düzenlenen raporda dava konusu kaza nedeniyle davacının sürekli iş göremezliğinin bulunmadığının tespit edildiği gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davacı vekili, müvekkilinin maluliyetinin olay tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun şekilde belirlendiğini, müvekkilinin sürekli maluliyetinin bulunmadığı yönündeki kabulün yerine olmadığını, sunulan maluliyet raporunda olay tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine aykırılık söz konusu olmadığını, sigorta şirketi lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek usul ve yasaya aykırı olan … kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, somut uyuşmazlıkta öncelikle dava şartlarından birinin eksik olup olmadığının incelenmesi gerektiği, dosyaya sunulan raporda davacının muayenesi yapılmaksızın tıbbi evraklar üzerinden muayene edilmeksizin maluliyet tespiti yapıldığı, raporda maluliyetin kaynaklandığı sistem hakkında uzmanlığı olan doktorların imzası bulunmadığı, Uyuşmazlık Hakem Heyetince görevlendirilen bilirkişinin de tıbbi belgeler üzerinden inceleme yaptığı, bu nedenle denetime elverişli olmadığı ve hükme esas alınmayacağı, davacının davalı … şirketine başvuru sırasında hüküm kurmaya ve denetime elverişli sağlık raporu sunmaması nedeniyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97 nci maddesinde belirlenen dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davacı vekilinin itirazının kabulüne, … kararının kaldırılmasına, başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, müvekkilinin maluliyet raporunun usulüne uygun şekilde alındığını, raporda yönetmeliğe herhangi bir aykırılığın söz konusu olmadığını, raporun Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde üniversite hastanesinin adli tıp ana bilim dalı tarafından düzenlendiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru olmadığını, kusura ilişkin çelişkinin giderilmesi gerektiğini, kararın bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek … kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan aracın, yaya olan davacıya çarpması sonucu davacının yaralanmasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370, 371 inci maddeleri ve 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Türk Hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tabi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür.

MÖHUK’un 48 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca; Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.

6100 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi uyarınca teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi dava şartlarındandır. Bu itibarla İtiraz Hakem Heyetince verilen kesin süre içinde teminat yatırılmaz ise anılan hüküm uyarınca dava şartı eksikliğinden dava reddedilir.

MÖHUK’un 48 inci maddesinin ikinci fıkrasında ise “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre hâkim, yabancı davacının vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir.

Söz konusu anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup anılan Sözleşme’nin 17 nci maddesinde âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.

Somut olayda, davacı Afganistan uyruklu olup dosya kapsamından İtiraz Hakem Heyetince başvurucunun teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.

MÖHUK’un 48 inci maddesinin ikinci fıkrasında, dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden öngörülen teminat hususu resen gözetilmelidir.

Bu sebeple İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle davacının statüsü belirlenerek teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa teminatın yatırılması için kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması hâlinde istemin usulden reddine, yatırılması hâlinde ise dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken doğrudan işin esasına girilmesi doğru değildir.
Bu nedenle karar bozulmalıdır.

2. Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.

VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının BOZULMASINA,

2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,

13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.