Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/24441 E. 2023/2226 K. 22.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/24441
KARAR NO : 2023/2226
KARAR TARİHİ : 22.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ
SAYISI : İHK-2021/28765
BAŞVURU TARİHİ : 03.02.2021
HÜKÜM/KARAR : Davalının itirazının reddine
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ
SAYISI : K-2021/81553

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının reddine karar verilmiştir.

İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; 01.11.2018 tarihinde davalı … nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olan otobüsün önünde seyreden çekici ve yarı römorkun arka kısımları ile çarpışmasına bağlı gerçekleşen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 20.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebini ıslah ile toplam 141.625,80 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; kendilerine usulüne uygun başvuruda bulunulmadığını, eksik evrakla yapılan başvurunun reddi gerektiğini, kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuata göre maluliyet raporunun olması gerektiğini ve hesaplamalarda genel şartlarda belirtilen ilkelerin esas alınması gerektiğini, rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiğini, kusur oranlarının da bilirkişi tarafından tespiti gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 03.02.2021 tarihli ve K-2021/22142 sayılı kararıyla; başvurucunun geçirmiş olduğu trafik kazası nedeni ile malul kaldığı, davalı … şirketinin kazaya karışan aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi uyarınca işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlenmesi nedeni ile sorumluluğunun bulunduğu gerekçesi ile başvuru sahibinin talebinin kabulü ile 141.625,80 TL tazminatın 19.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili;
1. Başvuran tarafından yapılmış usülüne uygun bir başvuru bulunmadığını, başvurunun usulden reddi gerektiğini,
2. Zamanaşımı definin dikkate alınması gerektiğini,
3. Hükme esas alınan maluliyet raporunun mevzuata uygun olmadığını, maluliyet oranının yüksek olduğunu, kabulünün mümkün olmadığını,
4. Kusur durumunun bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerektiğini, müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini,
5. Hatır taşıması sebebiyle indirim uygulanması gerektiğini,
6. Aktüer raporundaki hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ile 1,8 teknik faiz kullanılarak yapılması gerektiğini,
7. SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerektiğini,
8. Rapor ücretinin teminat dışı olduğunu,
9. Davacı vekili lehine hükmedilen vekâlet ücretinin asliye hukuk mahkemeleri için hesaplanacak vekâlet ücretinin 1/5’i oranında olması savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin 13.09.2021 tarihli ve 2021/İHK-28765 sayılı kararıyla; davalı şirkete usulüne uygun başvurunun yapıldığını, sunulan maluliyet raporunun sigorta şirketinin itirazlarını karşılar mahiyette olduğunu, kusura ilişkin raporun ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu, müterafik kusura ilişkin dosya içerisinde delil olmadığı, hatır taşımasına ilişkin dosya içerisinde somut delilin olmadığını, yönetmelikle kanun hükmü değiştirilemeyeceğinden tam vekalet ücretine hükmedilmesinden yanlışlık bulunmadığı gerekçeleri ile davalı vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (…) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun uğradığı sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85, 86, 88, 89, 90 ve 111 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 30 uncu maddesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3.Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur.

Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.

Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik’e uygun olarak düzenlenmesi gerekir.

Somut olayda; İtiraz Hakem Heyeti tarafından hükme esas alınan … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 23.12.2020 günlü raporunda davacının maluliyetinin Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik’e göre değerlendirilmesi sonucunda davacının %7 oranında sürekli engelinin olduğu tespit edilmiş, İtiraz Hakem Heyeti raporu usulüne uygun olduğu gerekçesi ile hükme esas almıştır. Ancak işbu rapordaki dayanak yönetmelik kaza tarihinde yürürlükte olmadığından hükme esas alınması doğru olmamıştır.

O halde İtiraz Hakem Heyetince; temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, davalının usuli kazanılmış haklar gözetilerek, davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek(eksik varsa temin edilerek), dosya kapsamında hükme esas alınan raporu da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, ATK İhtisas Kurulu’ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından rapor alınıp, sonucuna göre, karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

3.Kabule göre de; 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16. maddesinin 13. fıkrasına “(13) (Ek:RG-19.01.2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir.

Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR
1- Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2-Değerlendirme bölümünün (2) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Dosyanın, saklama kararını veren mahkemeye gönderilmesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.