Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/24039 E. 2023/3270 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/24039
KARAR NO : 2023/3270
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/691 E., 2021/691 K.
SAYISI : 2021/İHK-26343
HÜKÜM/KARAR :Davalının itirazının kısmen kabulü ile karar kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, başvurunun kısmen kabulüne
SAYISI : K-2021/46406

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda, Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince itirazın kısmen kabulü ile başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

… kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 21.09.2018 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu araçta yolcu olarak bulunan davacının tek taraflı trafik kazası neticesinde yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.900,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik talebini 194.576,84 TL’ye, geçici iş göremezlik talebini 1.603,12 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 97 nci maddesi uyarınca sigorta şirketine eksik belge ile başvuru yapıldığını, maluliyet raporunun usulüne uygun düzenlenmediğini, kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafın rücuya tabi ödemenin yapılıp yapılmadığının araştırılması ve müterafik kusur indiriminin uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. … KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının sunduğu raporda tespit edilen %10 maluliyet oranı için TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant tekniğiyle tazminatın hesaplandığı aktüer raporunun benimsendiği gerekçesiyle başvurunun kabulüne 196.179,96 TL maddi tazminatın 03.07.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. …
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri
Davalı vekili itiraz dilekçesinde, KTK’nın 97 nci maddesi uyarınca sigorta şirketine belirtilen evraklar ile müracaat edilmemiş olduğunu, hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz oranı esas alınması gerektiğini, hükme esas alınan 17.03.2020 tarihli maluliyet raporunun 20.02.2019 tarihinde yayınlanan yönetmeliğe uygun düzenlenmediğini, poliçe tanzim tarihi itibariyle geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, meydana gelen kazanın başvuran bakımından bir iş kazası olduğunu, davacıya SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı ve aylık bağlanıp bağlanılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının içinde bulunduğu araçta istiap haddinin aşılmasından dolayı müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, usulüne uygun başvuru yapılmadığından avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, vekalet ücretine tarifeye göre belirlenen ücretin 1/5’i oranında hükmedilmesi gerektiğini belirterek … kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile maluliyet raporunun kaza tarihine uygun olmadığı ancak raporda esas alınan yönetmelik ile uyumlu olduğu, davacının maluliyetinin hipertrofik skar olduğu yönetmelikte belirlenen oranlara göre %10 oranında sürekli maluliyetinin oluşmadığı, %5 oranınında olması gerektiği, TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılarak progresif rant yöntemine göre belirlenmesinde bir isabetsizlik olmadığı, davacının tedavi giderlerini talep etmediği, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda araştırılma yapılmasının mümkün olmadığı, yolcu taşıyan minibüste yolcu olarak bulunan davanın yolcu istiap haddinin aşılması kendi kontrolü dışında kaldığından müterafik kusur indirimi uygulanmayacağı, kazaya sebebiyet veren aracın ticari nitelikte olmasından avans faizine hükmedilmesi gerektiği, davacı lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin sadece maluliyete ilişkin itirazı kabule edilerek, itirazının kısmen kabulü ile … kararının kaldırılmasına başvurunun kısmen kabulü ile sürekli iş göremezlik için 97.288,42 TL ve geçici iş göremezlik için 1.603,12 TL olmak üzere toplam 98.891,54 TL maddi tazminatın 03.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Dicle Üniversitesi’nden alınan %10 oranlı maluliyet raporunun usulüne uygun olduğunu belirterek … kararınızı bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; … kararına karşı yaptığı itiraz başvurusuna konu ettiği nedenlerle … kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (…) poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun uğradığı sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 266, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52 ve 54 üncü maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85,89,90 ve 91 inci maddeleri, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğinin 16 ncı maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 17 nci maddesi, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 21 inci maddesi (5510 sayılı Kanun)

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008- 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenmesi gerekmektedir.

Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Dicle Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen 17.03.2020 tarihli sağlık kurulu raporunda Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre %10 oranında sürekli maluliyetinin olduğu belirlenmiş, Uyuşmazlık Hakem Heyetince hükme esas alınmıştır. Davalı vekilinin … kararına itiraz etmesi neticesinde İtiraz Hakem Heyetince, davacının yara izlerine göre vücut yüzeyinin %10’u altında olduğu, bu haliyle belirlenecek maluliyet oranı %10 değil %5 olması gerektiği gerekçesi ile maluliyet oranı bilirkişi incelemesi yapılmadan belirlenmiştir.
Uyuşmazlık konusu maluliyet oranının tespiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği halde, HMK’nın 266 ncı maddesine göre maluliyete ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmadan belirlenmesi doğru görülmemiştir.
Buna göre; davacının muayenesi yapılarak, maluliyet oranının tespiti açısından kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla, önceki raporun da irdelendiği, üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından yeni bir rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

3. Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır” düzenlemesine; aynı maddenin 4 üncü fıkrasında “iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir” düzenlemesine; maddenin 5 inci fıkrasında ise “iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücu edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; davacının yolcu olarak bulunduğu araçta mevsimlik işçi olarak Ankara ilinden Şanlıurfa iline gidildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça davacıya SGK Başkanlığı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması talep edilmiş ve … tarafından gerekli araştırma yapılmadan itiraz reddedilmiştir.
Bu durumda; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na müzekkere yazılarak, davaya konu kazaya ilişkin olarak iş kazası yönünden araştırma yapılıp yapılmadığı ve olayın iş kazası olarak kabul edilip edilmediği; olayın iş kazası olarak kabulü suretiyle, davaya konu kazadaki kalıcı maluliyeti nedeniyle davacıya iş göremezliğine ilişkin gelir bağlanıp bağlanmadığı; gelir bağlanmış ise rücuya tabi olup olmadığı ve rücu istemli dava açılıp açılmadığı; bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu hususlarının sorulması; bağlanan gelir rücuya tabi ise 5510 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi hükmü değerlendirilerek tazminatın belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.

4. Yolcunun istiap haddi aşılarak seyahat etmesi sürüş ve trafik akışı kusurlarından olmayıp, hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilecek hususlardandır. Araçta sürücü dahil en fazla 15 kişi olması gerekirken meydana gelen kaza anında sürücü dahil 22 yolcunun bulunduğu bu suretle istiap haddinin aşıldığı ve zararın artmasına sebebiyet verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, … tarafından davalının bu yöndeki itirazının kabul edilerek %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması doğru görülmemiştir.

5. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 17/2 nci maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.

VI. KARAR
1- Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE;

2- Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının taraflar yararına (3),(4),(5) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan … kararının davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya ve davalıya iadesine,
Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.