YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/23909
KARAR NO : 2022/2380
KARAR TARİHİ : 14.02.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; müvekkili banka ile davalılardan … Tekstil’in de aralarında bulunduğu borçlular arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve kredi kullandırıldığını, davalılardan … nın genel kredi sözleşmesinin borçlusu olduğunu, sözleşmenin 10/05/2011 tarihinde imzalandığını, borçluların kredi sözleşmesi gereği ödemelerini yerine getirmemeleri üzerine İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2012/12664 sayılı dosyası ile 574.077,00 TL tutarlı icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlu şirketin adına kayıtlı taşınmazı diğer davalıya muvazaalı olarak devrettiğini belirterek davalı borçlunun diğer davalıya devrettiği taşınmazlar ile ilgili tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …; davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; taşınmaz üzerindeki devirler incelendiğinde davalıların taşınmazın satış bedelinin davalı şirketçe ödenememesi nedeniyle satıcı konumundaki kişilerin yakın akrabası olan … devrinin iade amacıyla olduğu, muvazaa ve alacaklıyı zarara uğratma kastının bulunmadığı, davalı …’in davalı şirket ile ilgisinin tespit edilemediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kati aciz belgesi bulunan alacaklılar ile borçlu iflas etmiş ise iflas idaresi ya da İİK’nun 245 maddesi gereğince iflas idaresi tarafından dava hakkı kendisine devredilen alacaklılar açabilir.
İflasın açılması, iflas masasına giren mal ve haklarla ilgili bilûmum hukuk davalarını acele olanlar istisna olmak üzere ikinci alacaklılar toplanmasından 10 gün sonraya kadar durdurur.
Bu hükmün amacı, iflasın açılması ile tasarruf yetkisi kısıtlanıp yerini iflas idaresi alan alacaklının açtığı davaları devam ettirmekte fayda olup olmadığını tespit bakımından iflas idaresine imkan sağlamaktır. İflas idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflas organlarının teşekkül etmesi ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. İşte bu nedenle, İİK’nın 194. maddesine göre hukuk davalarının iflasın açılması ile belli bir süre için durması kabul edilmiştir.
Somut olaya gelince, davacı şirketin İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2017 tarih, 2017/41 Esas 2017/942 Karar sayılı ilamı ile iflasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf istemini red ettiği ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 27/01/2020 tarih 2018/1539 Esas-2020/496 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece, bir ara kararı ile davanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraki bir tarihe kadar durmasına karar verilmesinin gerekip gerekmediği, ayrıca TBK’nun 513 hükümleri gereğince iflasın açılması ile vekilin temsil ve vekalet görevi sona ermiş olması karşısında mahkemece iflas idaresinin usulüne uygun tebligatla davadan haberdar edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra ve davaya devam edip etmeyeceği netleştirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.