YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/23788
KARAR NO : 2023/1457
KARAR TARİHİ : 08.02.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.
Karara taraflarca itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince tarafların itirazının reddine karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın 03.02.2013 tarihinde karıştığı çift taraflı kazadan dolayı sürücü olan müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin oluştuğunu belirterek, şimdilik 5.100,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden faizi ile beraber davalıdan tahsilini talep etmiş; bedel arttım dilekçesi ile talebini 104.580,26 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97 nci maddesi gereğince Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru şartının gerçekleşmediğini, bu nedenle başvurunun esasa girilmeksizin usulden reddedilmesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, yapılan ödeme ile davalının sorumluluğunu yerine getirdiğini, bakiye borçlarının bulunmadığını, başvuruya eklenen maluliyet raporunun olay tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile maluliyet raporunun olay tarihindeki yönetmeliğe uygun olduğu, tazminata ilişkin alınan bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gerekçesi ile başvurunun kabulü ile 104.580,26 TL maddi tazminatın 09.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar itiraz başvurusunda bulunmuştur.
B. İtiraz Sebepleri
1.Davacı vekili itiraz dilekçesinde; hesaplamanın TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant tekniğine göre yapılması gerektiğini, 1,8 teknik faize göre yapılan hesaplamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
2.Davalı vekili itiraz dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, yapılan ödeme ile davalının sorumluluğunu yerine getirdiğini, bakiye borçlarının bulunmadığını, başvuruya eklenen maluliyet raporunun hatalı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, davacı çalışmadığı için sadece pasif dönem hesabının yapılması gerektiğini, geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarını, ıslah ile artırılan meblağ yönünden faizin ıslah tarihinden hesaplanması gerektiğini, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen miktarın 1/5’i oranında olması gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile maluliyet raporunun davacının muayenesi yapılarak ve tüm tıbbi evrakları ile klinik seyri değerlendirilerek olay tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun düzenlendiği, PMF 1931 Yaşam Tablosu ve progresif rant tekniğine göre yapılan hesaplamanın yerinde olduğu, geçici bakıcı giderinden davalının sorumlu olduğu, kazada davacının müterafik kusurunun bulunmadığı, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davacı lehine AAÜT’ye göre vekalet ücretine hükmedilmesinde ve faiz başlangıcında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçeleriyle tarafların itirazlarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; hesaplamanın TRH 2010 progresif ranta göre yapılması gerektiğini, 1,8 teknik faiz hesaplamasının hatalı olduğunu belirtmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, yapılan ödeme ile davalının sorumluluğunu yerine getirdiğini, bakiye borçlarının bulunmadığını, kusur oranını kabul etmediklerini, davacı tarafın kusuru ile kazanın meydana geldiğini, davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, kazanın … kazası olup olmadığı yönünde araştırma yapılmadığını, başvuruya eklenen maluliyet raporunun hatalı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, davacı çalışmadığı için sadece pasif dönem hesabının yapılması gerektiğini, geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarını, ıslah ile artırılan meblağ yönünden faizin ıslah tarihinden hesaplanması gerektiğini, vekalet ücretinin fazla hesaplandığını belirtmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (…) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı sürücünün uğradığı sürekli zarar nedeniyle … göremezlik tazminatı ile geçici bakıcı gideri talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 266 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85,89,90,91 inci maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesi ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ıncı maddesinin on üçüncü fıkrası, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 17 inci maddesi, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Trafik kazası sonucu bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak … gücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir tespit olduğundan gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle yapılan bilimsel çalışmalar sonucu “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi ve yargı mercileri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından Dairemizce de tazminata esas bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılmasının uygun olacağına karar verilmiştir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ıncı maddesindeki Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (…) Genel Şartlar’a yapılan atıf hükmü iptal edilmiştir. Söz konusu iptal kararı sonrası, … Genel Şartlar ve ekindeki cetvellerle getirilen ve … gücü kaybı tazminatının hesaplanmasında uygulama alanı bulan %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülünün uygulanması artık mümkün değildir. Tazminatın, %1,8 teknik faiz uygulanmadan, Yargıtayın yerleşik uygulamaları ile kabul edilen progresif rant formülü kullanılarak hesaplanması gerekir.
Somut olayda; davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve İHH tarafından da karara esas kabul edilen aktüer raporunda; PMF Yaşam Tablosu’na göre tazminat hesabı yapıldığı; İHH tarafından bu hesaba göre karar verildiği görülmektedir. Davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3.Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 4. fıkrasında “… kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacının ifadesinde davaya konu kazanın, lokantada paket teslimi yaparken meydana geldiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Sigorta Tahkim Komisyonunca; Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılarak ödeme yapılmışsa rücuya tabi ilk peşin sermaye değerinin 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesi hükmü gereği tazminattan düşülmesi suretiyle davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
4.5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin (13) numaralı fıkrası ve Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi (AAÜT)’nin 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir. Yine AAÜT’nin anılan fıkrası uyarınca, konusu para ile ölçülemeyen işlerde, asliye mahkemeleri için öngörülen maktu vekâlet ücretine, ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin ise beşte birine hükmedileceği, Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekâlet ücretinin, kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği öngörülmüştür.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle tarafların diğer temyiz itirazlarının REDDİNE
2.Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin; değerlendirme bölümünün (3) ve (4) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacı ve davalıya iadesine,
Dosyanın saklama kararını veren mahkemeye gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.