Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/2375 E. 2021/6504 K. 11.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2375
KARAR NO : 2021/6504
KARAR TARİHİ : 11.10.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen 20/10/2020 tarihli kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay … Hukuk Dairesinin 10/03/2016 tarihli 2016/195 esas ve 2016/3052 karar sayılı ilamında “davacının olay sırasında kask takıp takmadığının araştırılarak müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve davacının maluliyetine ilişkin raporun olay tarihindeki yönetmelik hükümleri de göz önüne alınarak Adli Tıp Kurumu ve üniversitelerin adli tıp anabilim dalı bölümlerinden alınması gerektiği” gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın kabulüne, asıl davada 128.558,60 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davada 46.441,40 TL tazminatın ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Asıl ve birleşen dava, trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğan ve gözetilmesi zorunlu olan hakka, usulü kazanılmış hak denilir. Bu nedenle, mahkeme kararının, Yargıtay ilgili hukuk dairesi tarafından bozulmasından ve yerel mahkemece bozmaya uyulmasından sonra, mahkemece, hükmün Yargıtay bozma kararı dışında kalarak kesinleşmiş olan kısımları hakkında yeni bir karar verilemez.
Dosyanın incelenmesinde; asıl davada davacı vekili tarafından müvekkilinin maluliyeti nedeniyle fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 8.000 TL maddi tazminat talep edildiği, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu uyarınca ıslah yoluyla dava değerinin 128.558,60 TL’ye yükseltildiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen ilk kararda davacının davasının kabulü ile 128.558,60 TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiği ve bu kararın yalnızca davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 10/03/2016 tarihli 2016/195 esas ve 2016/3052 karar sayılı ilamı bozulduğu, mahkemece bozmaya uyulmasına karar verildiği ve alınan bilirkişi raporunda davacının zararının 313.710,81 TL olduğu ve olay tarihindeki poliçe limitinin ise 175.000 TL olduğunun tespit edildiği, bu rapor üzerine davacı vekili tarafından birleşen davanın açıldığı ve olay tarihindeki poliçe limiti dikkate alınarak bakiye 46.441,40 TL tazminatın davalıdan tahsilinin talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece davanın kabulü ile 128.558,60 TL’nin davalıdan tahsiline dair verilen ilk hüküm davacı tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşmiş ve bu hususta davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Artık davacı yararına kesinleşen bu miktardan daha fazla tazminata hükmedilemez.
Şu durumda mahkemece, davacı yararına ilk kararda hüküm altına alınan miktardan daha fazlasına hükmedilemeyeceği gözetilerek bozma ilamına uygun şekilde alınan maluliyet raporu uyarınca davacının zararının da ilk rapor tarihindeki verilere göre hesaplanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
b) Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyulduğu belirtilmiş ise de bozma ilamına aykırı davranılmıştır. Şöyle ki; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/03/2016 tarihli 2016/195 esas ve 2016/3052 karar sayılı ilamında “davacının olay sırasında kask takıp takmadığının araştırılarak müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi” gerektiği belirtilmiş ve mahkemece de bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Ancak mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma yapılmayarak uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir.
Şu durumda mahkemece bozma ilamı doğrultusunda davacının kaza sırasında kask takıp takmadığı araştırılarak olayın oluşunda müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve davacının kask takmadığının tespit edilmesi halinde de yaralandığı bölge gözetilerek müterafik kusur indirimi yapılması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) bentlerinde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte belirtilen nedenlerle reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 11/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.