Yargıtay Kararı 4. Hukuk Dairesi 2021/23103 E. 2023/360 K. 12.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/23103
KARAR NO : 2023/360
KARAR TARİHİ : 12.01.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/464 D.İş-2021/464 K.
SAYISI : 2021/İHK-17234
HÜKÜM/KARAR : Davalının İtirazının Reddi/Davanın Kısmen Kabulü
SAYISI : K-2021/40764

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının reddine karar verilmiştir.

… kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, plakası ve trafik sigortası tespit edilemeyen davacının yolcu olduğu araç ile 15.06.2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında davacının yaralandığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 4.000,00 TL sürekli iş göremezlik, 500,00 TL geçici iş göremezlik, 500,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; 01.03.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini toplam 94.767,09 TL’ye artırmıştır.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; maluliyet raporunu ve kusuru kabul etmediklerini, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu, müterafik kusur ve SGK tarafından yapılan bir ödeme varsa bu ödemenin indirilmesi gerektiğini, TRH 2010 Yaşam Tablosunun kullanılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III…. KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…davacının sunduğu 25.02.2020 tarihli rapordaki % 13 sürekli iş göremezlik oranı, 180 geçici iş göremezlik ve 30 gün geçici dönem bakıcı gideri üzerinden aktüer raporu ile tazminatın usulünce hesaplandığı” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne 41.278,63 TL sürekli iş göremezlik, 7.588,80 TL geçici iş göremezlik, 1.623,60 TL bakıcı gideri zararının 19.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.

B.İtiraz sebepleri
Davalı vekili itiraz dilekçesinde, başvuru şartının yerine getirilmediğini, karara esas alınan maluliyet raporunun hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinden davalının sorumlu olmadığını, kusur raporu alınmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, TRH 2010 Mortalite Tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, başvurana SGK tarafından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, başvuran lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek karara itiraz etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “….. kararına esas alınan maluliyet raporunun, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlendiği ve karara esas alınmasında usulsüzlük görülmediği; … Genel Şartları ile zarar görenlerin bir kısım taleplerinin tek taraflı olarak başka bir kurumun sorumluluğuna bırakılmasının mümkün olmadığı ve 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK’nun 98. maddesi ile getirilen düzenlemenin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmet bedellerine ilişkin olduğu ve tedavi sürecindeki geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatının bu düzenleme kapsamında değerlendirilemeyeceği ile sigorta limitleri dahilindeki geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri zararından sigorta şirketinin sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmadığı; uyuşmazlığa konu kazada başvuran yolcu konumunda bulunduğundan kendisine kusur izafe edilemeyeceğinden bu yöne ilişkin itirazın yerinde olmadığı; kaza tespit tutanağında başvuranın yolcu konumunda bulunduğu motosiklet sürücüsünün alkolsüz olduğu belirtilmiş olduğundan ve başvuranın kask takmaması ile maluliyet arasında illiyet bağı bulunmadığından bu yöne ilişkin itirazın yerinde olmadığı; Yargıtay kararları ile TRH 2010 mortalite tablosu ve ayrıca propresif rant yönteminin uygulanması içtihat edildiğinden, bu çerçevede yapılacak hesaplamada PMF 1931 tablosundan daha fazla tazminat hesaplanacağından davalı tarafın bu yöne ilişkin itirazında hukuki menfaat görülmediğinden ve usul ekonomisi nazara alınarak zarar hesaplama yöntemine ilişkin itirazının yerinde olmadığı; başvuru konusu kazanın iş kazası olmadığı SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığına dair araştırmanın yersiz olduğu; temerrüt tarihinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediği; nispi tam vekalet ücretine hükmedilmesinin uygun bulunduğu” gerekçesiyle davalı vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, başvuru şartının yerine getirilmediğini, karara esas alınan maluliyet raporunun hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinden davalının sorumlu olmadığını, kusur raporu alınmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, TRH 2010 Mortalite Tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, başvurana SGK tarafından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, başvuran lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; plakası ve trafik sigortası tespit edilemeyen aracın karıştığı 15.06.2017 tarihli trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun uğradığı zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51, 52 ve 54 üncü maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85, 86, 88, 89 ve 90 uncu maddeleri, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 üncü maddesi 2 inci fıkrası a bendi ve 30 uncu maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 17 nci maddesi, … Yönetmeliği

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, dava şartı eksiğinin bulunmamasına, maluliyet raporunun geçerli mevzuata uygun olmasına, uyuşmazlık konusu kazanın iş kazası olmaması bu nedenle SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılamayacağına, temyiz edenin sıfatına göre hesaplamada TRH 2010 yönteminin uygulanmasında isabetsizlik bulunmamasına, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderlerinden davalının sorumlu olmasına, davacının yolcu ve kusursuz bulunmasına, faiz başlangıcında bir isabetsizlik olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 52 nci maddesi uyarınca zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış (müterafik kusur hâli söz konusu) ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından bu yönde bir savunma olmasa da resen dikkate alınması gerekir.

Somut olayda; davacının, plakası tespit edilemeyen aracın sürücüsünün alkollü olduğunu kendisine araca bindikten sonra söylediğini beyan ettiği sabittir. Bu durumda davacının, araç sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği hâlde bu araca kendi isteğiyle bindiği, kazanın oluşumunda alkollü sürücünün kusurlu bulunduğu, yaralanması ile neticelenen kazanın meydana gelmesine, dolayısıyla muhtemel zararı doğuran fiile razı olduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla TBK’nın 52 nci maddesi gereğince Dairemizin yerleşik uygulamasına göre % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

3. Somut olayda İtiraz Hakem Heyetince başvurusu kabul edilen ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam nispi vekalet ücretine karar verilmiştir.

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin (13) numaralı fıkrası ve Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi (AAÜT)’nin 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir. Yine AAÜT’nin anılan fıkrası uyarınca, konusu para ile ölçülemeyen işlerde, asliye mahkemeleri için öngörülen maktu vekâlet ücretine, ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin ise beşte birine hükmedileceği, Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekâlet ücretinin, kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği öngörülmüştür.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR

1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Değerlendirme bölümünün (2) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalıya iadesine,

Dosyanın İtiraz Hakem Heyetine iletilmek üzere mahkemeye gönderilmesine,

12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.